Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de Esad rejiminin çöküşünü barış ve güvenliğe giden kapının açılması olarak değerlendirdi. Gönüllü olarak ülkelerine dönen Suriyelilerin sayısının artacağını söyleyen Erdoğan, “Süreci vakarla yürüteceğiz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde “Dünya İnsan Hakları Günü Kardeşliğin Yüzü Programı”nda konuştu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Bölgemizde ve dünyanın farklı yerlerinde ümidini Türkiye’ye bağlamış kardeşlerime de selamlarımı gönderiyorum. Gazze’de ve işgal edilmiş Filistin topraklarında hayat mücadelesi veren kardeşlerimi selamlıyorum. Buradan milletimin dayanışma mesajlarını yoluyorum.
61 yıllık zulmün, baskının ardından özgürlüklerine kavuşan Suriyeli kardeşlerimize, Suriye’nin kahraman halkına da en derin muhabbetlerimi iletiyorum.
İlan edildiği dönemde insanlık için büyük umut edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi örselenmiş, gücü elinde tutan devletler tarafından kadük bırakılmıştır. En acı örneği bizim gönül coğrafyamızda yaşandı.
İsrail’in terör estirdiği günün de miladı olmuştur bu beyanname. Bu toprakların asıl sahiplerini sürgün etmeye devam ediyor. Srebrenitsa’da 800 bin insanın hayatını kaybettiği soykırıma kadar farklı insan hakları ihlallerine şahitlik ettik.
Suriye’de tarihin en vahşi zulmü yapılırken lafa gelince demokrasi havarisi kesilenlerden hiçbir ses duyulmadı.
Beyannamenin altını en fazla oyanlar, dünyada savunuculuğunu üstlenenlerdir. İnsan hakları günümüzde siyasallaştırılmış bir kavramdır ve araç olarak kullanılmaktadır. İnsan hakları dünyanın sadece belli bir bölgesine ve belli bir nüfusuna uygulanır. Renk, köken ve inanç üzerinden daraltılmış bir insan hakları tanımı yapılıyor.
Suriye krizinde kardeşlerimizi asla yalnız bırakmadık. 86 bin tonluk insani yardım miktarıyla Filistin’e en fazla destek sağlayan ülkelerdeniz. Ticari işlemleri durdurarak İsrail hükümetine en net tepkiyi veren ülke yine Türkiye’dir.
Lübnanlı kardeşlerimize ulaştırdığımız yardımlarla da elimizden geleni yapıyoruz.
İnsanlık sınavını başarıyla verdiğimiz yerlerin başında komşumuz Suriye geliyor. İlk günden beri tutumumuz bellidir. Türkiye, Suriye krizine daima vicdan odaklı yaklaşmıştır. İnsanlığımızın, Müslümanlığımızın ve komşuluğumuzun görevini yaptık. 13 yıl boyunca Suriyeli kardeşlerimizi en güzel şekilde misafir ettik. Biz ensarız dedim her zaman.
Bu süreci zehirlemek isteyenler oldu. CHP’nin eski genel başkanı ‘nazivari’ söylemlerle milletimizi galeyana getirmeye gayret etti. Sırf seçimde 3-5 oy daha fazla oy alabilmek uğruna bize yakışmayan yollara tevessül ettiler. Daha üzücü olan da birileri buna sessiz kaldı. Bu ırkçı nefret furyası karşısında iki kelam etmediler. Sonuçta ne oldu, vicdan kazandı. Muhacirleri bile bile ölüme göndermek isteyenler hem seçimlerde hem insanlık sınavında kaybettiler.
Hepimizi derinden sarsan. Sednaya Hapishanesi gibi işkence ve ölüm merkezlerine baktığımızda nasıl vahim bir felaketin eşiğinden dönüldüğü daha iyi anlaşılıyor. 14-28 mayıs seçimlerinde Anadolu irfanının galip gelmesi milletimizin tarihine utanç lekesi sürülmesinin önüne geçti. Eli kanlı Baas rejiminin sona ermesiyle Suriye’de barış ve güvenliğe giden kapı açılmıştır. İnanıyorum ki gönüllü geri dönüşlerin sayısı da artacaktır.
Diktatör kime denir görmek istiyorlarsa Suriye’deki hapishanelere baksınlar. Biz gönüllü geri dönüşleri vakarla yürüteceğiz.