Gazeteci Fatih Altaylı, kendi internet sitesindeki köşe yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Şam’a ziyaret konusunda “Erdoğan Şam’a gitmemeli” diyerek uyardı.
Gazeteci Fatih Altaylı, kendi internet sitesindeki köşe yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Şam’a ziyaret konusunda “Erdoğan Şam’a gitmemeli” diyerek uyardı.
Erdoğan’ın Şam ziyaretine yönelik “gitmemeli” önerisinin kendisine ait olmadığını dile getiren Fatih Altaylı konuşmalarını detaylandırarak, oradan dönen gazeteci bir arkadaşı ile yaptığı görüşme sonrası Suriye’deki son durum adına edindiği bilgiler ile öngörüleri paylaştı.
Altaylı’nın yazısı şu şekilde:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şam’a gitmesi için zaman hiç uygun değil, hele hele Emevi Camii’nde namaz başlı başına büyük tehlike” diyor önceki gün Şam’dan dönen hepinizin tanıdığı ve hepimizin büyük saygı duyduğu bir gazeteci.
Savaş sonrasını yakından görmek, savaşın bıraktığı tahribatı ve yeni dönemin nasıl başladığını anlamak için birkaç genç meslektaşı ile gittiği Suriye’den yeni dönmüştü ve aradı, gördüklerini, yaşadıklarını anlattı.
“Önce şunu kesin söylemek lazım, Suriye’de muazzam bir Türkiye etkisi, Türkiye hayranlığı var. Şam’da, Erdoğan deyince akan sulan duruyor. Erdoğan’a taparcasına bir sevgi var. Gelip burada adaylığını koysa yüzde 70’le seçilir. Türkiye diyorlar, başka bir şey demiyorlar.
Ancak ortada bir devlet falan yok.
Müthiş bir kaos var.
Güvenlik yok, düzen yok, hizmet yok. Her yerde tam bir kargaşa hakim. Biliyorsun, ömrüm bu tip ülkelerde geçti, böylesine az şahit oldum. Tam bir kaos.
Emevi Camii’nde ise canımızı zor kurtardık. Görmüşsündür cami çok büyük. 30 bin kişi rahat namaz kılar. Ancak kargaşa ve hengameden dolayı kim giriyor kim çıkıyor belli değildi.
Güvenlik diye ortada dolaşanlar ise ellerine bir Kalaşnikof verilmiş, 18-19 yaşında tıfıl çocuklardı.
Cuma namazında biz de oradaydık. TRT’nin ve bir Türk televizyonunun daha naklen yayın araçları da gelmişti. Zaten onlar olmasaydı canımızı kurtaramayabilirdik.
Namaz bitimine doğru bir izdiham başladı. Nedeni, İstanbul’dan gelen ve Emevi Camii’nde yemek dağıtmak isteyen bir lokantacının getirdiği seyyar mutfaktı.
Zaten kontrolsüz olan kalabalık, millet yemeğe hücum edince zıvanadan çıktı. Biz kendimizi TRT aracının arkasına atarak canımızı kurtardık. Onbinlerce insan birbirini ezmeye başladı. Bizim gördüğümüz 4 ölü vardı ama ucuz atlatıldı demek mümkün.
Ben bunca yıl kaos bölgeleri gördüm. Böylesi az görülür. Şam’da hiçbir güvenlik yok. Bu şartlarda Cumhurbaşkanı’nı bir görüntü uğruna buraya getirmek çok ama çok büyük risktir. 3 bin güvenlikle de gelse risktir. Aynen namaz sonrası olduğu gibi, hatta beteri olur. Kötülükten değil, kontrol dışı bir ilgiden dolayı ortalık karışır, kaç güvenlik olursa olsun çıkaramazsınız. Çıkarmaya kalksanız ateş açarsınız bir felaket olur.
Benim gördüğüm burada düzen kolay kolay kurulamaz. Ve Trump’ın da tavrından da anlaşılacağı gibi, buradaki kaosun faturası Türkiye’ye çıkartılır diye de korkarım.”
Gazeteci dostumun anlattıkları bunlar.
Erdoğan’ın Şam’a gitmesini çok riskli buluyor ve birilerinin dolduruşuna gelip böyle bir ziyaret yapmamasını onlarca yılın tecrübesi ile söylüyor.
Aynı durum İmamoğlu için de geçerli ama Erdoğan’a ilgi daha fazla olacağı için risk de daha büyük.