Ünlü gurme Vedat Milor, üniversitedeyken iş teklifleri almaya başladığını o tekliflerden birinin Vehbi Koç’tan geldiğini söyledi. Vehbi Koç’la yaşadığı süreci anlatan Milor, teklifi neden reddettiğini de anlattı.
Yaptıkları ve açıklamalarıyla sık sık gündem olan ünlü yemek eleştirmeni Vedat Milor yine çok konuşulacak açıklamalara imza attı. Özel hayatına dair çarpıcı açıklamalarda bulunan Milor’un Vehbi Koç’la yaşadığı bir anekdot ise dikkat çekti.
T24’e konuşan Milor, üniversite eğitimi devam ederken çok sayıda iş teklifi aldığını söyledi.
Ünlü gurme yaşadıklarını şu cümlelerle anlattı:
Üniversitedeyken bana iş dünyasıyla ilgili bazı teklifler geldi. Bunlardan biri, Vehbi Koç Bey’den olmuştu. Kendisi anneannemin arkadaşıydı ve bana MBA yapmamı, iş idaresi alanında ilerlememi önerdi.
Hatta bir gün genel müdürlerini çağırıp karar alma süreçlerini nasıl yönettiğini göstermişti. Bu, gerçekten etkileyici bir deneyimdi ve Vehbi Bey’in ne kadar dikkatli bir dinleyici olduğunu, sonunda kararı kendisinin verdiğini görmemi sağladı.
İş dünyasına yönelmemi istiyordu. Ancak ben o dönemde uzun vadede hiyerarşik bir yapıda çalışmak istemediğimi fark ettim. Mikro politikanın iş hayatında ne kadar önemli olduğunu görüyordum, ama bu benim yapım değildi. Aklımdan geçeni açıkça söyleyen, pek de politik olmayan biriyim.
“Köprüyü geçene kadar ayıya dayı de” tarzı bir yaklaşım benim karakterime uygun değil. Eğer patronuma saygı duysam, belki farklı olurdu, ama bunu garanti edemezdim. O yüzden akademinin bana daha uygun bir alan olduğuna karar verdim. Aileden bu konuda bir itiraz da gelmedi.
Evlilik hayatına dair de açıklamalarda bulunan Milor, “Hiç kırılma noktamız olmadı. Evliliğimiz gayet uyumlu geçti. Elbette her konuda aynı fikirde değiliz. Örneğin, kripto paralar ilk çıktığında yatırım yapmak istedim ama eşim istemedi. Yapmadım” dedi.
Magazin gündemini uzunca süre meşgul eden ‘lahmacuncudaki izinsiz video’ konusuna da değinen Milor, kendisini şu sözlerle ifade etti:
Rıza. Benim iznimi alırsanız, ne isterseniz yapabilirsiniz. Hayatımda kimseye, fotoğraf çekmek istediği halde izin vermediğim olmamıştır. Ancak izinsiz bir şey yapılırsa, bu benim kullanıldığımı hissetmeme neden oluyor. Bu, çocukluğumdan beri nefret ettiğim bir durum.
Galatasaray Lisesi’ne başladığım dönemde çok saf bir çocuktum. Ailemde ve çevremde istemediğim şeyler dayatıldı, hakkım olan şeyler elimden alındı. Bu durumlar bana her zaman büyük bir tepki geliştirdi. İzinsiz bir şey yapıldığında bunun bir çeşit zorbalık olduğunu düşünüyorum.
İstanbul’da bir lahmacuncuda yaşadığım son durum. Çok profesyonel davrandım, yediğim lahmacunu beğendiğimi belirttim ve hatta “Belki de İstanbul’da yediğim en iyi lahmacun” dedim. Ancak iznim olmadan, yemek yerken hiç estetik olmayan şekilde ağzım açık şekilde çekim yapılması beni rencide etti. Sormadan yapılan bu eylemler benim ilkelerime aykırı.
Türkiye Gazetesi