Kadınlar, erkeklerin kazandığı 1 dolara karşılık 89 sent kazanıyor

Kadınlar, OECD ülkelerinde hâlâ erkek meslektaşlarına kıyasla daha düşük ücret alıyor. OECD’nin 2025’te yayımladığı “Gender Dashboard” raporuna göre, 2023 yılı itibarıyla kadınların ortalama kazancı, erkeklerin medyan gelirinin yalnızca %88,9’una denk geliyor. Bu da kadınların her 1 dolar karşılığında 89 sent kazandığı anlamına geliyor.

Cinsiyetler arası ücret farkı, 2010 yılındaki %14 seviyesinden %11,5’e inse de, ilerleme yavaş seyrediyor. OECD, bu farkın sadece ücret politikalarından değil; yarı zamanlı istihdam, iş kalitesi ve kariyer ilerleme olanaklarındaki eşitsizliklerden de kaynaklandığını vurguluyor. Bu durum, kadınların emeklilikte yoksulluk riskiyle daha fazla karşı karşıya kalmasına yol açıyor.

EN YÜKSEK ÜCRET FARKI KORE’DE

Ücret eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke, %29,3 ile Kore oldu. Estonya (%24,7), Japonya (%22) ve İsrail (%20,8) de listenin üst sıralarında yer aldı. ABD’de fark %16,4, Birleşik Krallık’ta %13,4 seviyesinde ölçülürken, Almanya ve Meksika gibi ülkelerde bu oran %14’ü geçti.

Türkiye’de ise 2023 yılı itibarıyla tam zamanlı çalışan kadınlar, erkek meslektaşlarına göre %10 daha az kazanıyor. Bu oran, OECD ortalamasına kıyasla daha iyi görünse de, hâlâ çift haneli düzeydeki fark dikkat çekiyor.

EN DÜŞÜK FARK LÜKSEMBURG’DA

Lüksemburg, kadınların erkeklerden daha fazla kazandığı tek ülke olarak istatistiklere geçti. Bu ülkede cinsiyet ücret farkı -%7,8 olarak hesaplandı. Belçika, Kolombiya ve Kosta Rika da ücret eşitliğine en yakın ülkeler arasında yer aldı.

KADIN TEMSİLİ DE DÜŞÜK: PARLAMENTODA YALNIZCA %33,8

Raporda sadece ücret farkı değil, siyasi temsil eşitsizlikleri de ele alındı. 2023 yılı itibarıyla OECD ülkelerindeki parlamentolarda kadın milletvekillerinin oranı ortalama %33,8 oldu. Bakanlık görevlerindeki kadın oranı ise daha da düşük seviyelerde.

Kadınların kamu yönetimi ve siyasi temsilde daha fazla yer almasının, politikaların daha kapsayıcı hale gelmesine katkı sağladığına dikkat çeken OECD, bu alanlardaki ilerlemenin yavaş ve dengesiz olduğunu vurguladı. Cinsiyet eşitliği hedeflerine ulaşabilmek için hem iş gücü piyasasında hem de karar alma mekanizmalarında daha fazla temsilin şart olduğu ifade edildi.