Jeoloji uzmanı Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara Denizi’nin derin yapısına ilişkin yaptığı değerlendirmede, İstanbul’un deprem riskine dair dikkat çekici bir yorumda bulundu. Bektaş, Marmara’daki Tekirdağ, Orta Marmara ve Çınarcık çukurlarının, sıcak yer mantosunun yükselmesiyle meydana geldiğini belirterek, bu çukurların İstanbul için önemli bir avantaj sunduğunu dile getirdi.
Bektaş’a göre, bu çukurların içinde yer alan fay hatları, hem derin hem de sığ kökenli akışkanların dolaşımına açık. Bu yapı, yerin altındaki gazların ve hidrotermal suların deniz tabanına sızmasına neden oluyor. Fayların bu şekilde açık olması, sismik enerji birikiminin büyük depremler yerine daha düşük ölçekli depremlerle boşalmasını sağlıyor.
Prof. Dr. Bektaş bu durumu şu sözlerle açıkladı:
“Çukurlardaki faylar, derin ve sığ kökenli akışkanların dolaşımına açık olup, deniz tabanına bu akışkanları sızdırmaktadır. Akışkanlar, fayların yavaşça sürüklenip deprem enerjisinin harcanmasına ve orta büyüklükte depremler üretilmesine neden olmaktadır.”
Bu tespiti destekleyen tarihsel sismik verileri de paylaşan Bektaş, “1935, 1963, 2011, 2012, 2019 ve 2025 yıllarında meydana gelen 5.2 ile 6.3 büyüklüğündeki depremler, fayların bu açık sistem içinde çalıştığını kanıtlar niteliktedir” dedi.
Bektaş, bu doğal yapının İstanbul için riskleri azaltıcı bir işlev görebileceğini belirtti. Çünkü söz konusu çukurlar, enerjinin birikmeden küçük ve orta büyüklükteki depremlerle dışa aktarılmasına imkan tanıyor.