İstanbul İl Kongresi sürecinde YSK ile yerel mahkemenin çelişen kararları tartışmalara neden oldu. Hukukçular, parti içi kongrelerde yetkinin YSK’da değil, Asliye Hukuk Mahkemelerinde olduğunu vurguluyor.
CHP’nin İstanbul Olağanüstü İl Kongresi için yerel mahkeme ile YSK’nın birbirine zıt kararlar vermesinin ardından başlayan yetki tartışmaları devam ederken kamuoyu “Hangi karar esas alınmalı?” sorusuna cevap arıyor.
Hukukçu Serdar Tokdemir, İstanbul İl Kongresi sürecine dair tartışmalarda YSK’nın yetkisinin kamu seçimleriyle sınırlı olduğunu belirterek, Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği tedbir kararının bağlayıcı olduğunu vurguladı.
Tokdemir, Anayasa’nın 79. maddesine göre YSK’nın yalnızca milletvekili, Cumhurbaşkanlığı, referandum ve yerel seçimlerde genel yönetim ve denetim yetkisine sahip olduğunu hatırlattı. Parti içi kongrelerin bu kapsama girmediğini belirten Tokdemir, “Parti kongrelerinde denetim yetkisi Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir” dedi.
Eski Savcı Mehmet Demir de “YSK yine bildiğini okuyor. Yetkisi olmadığı hâlde parti kongrelerine, il ve ilçe seçimlerine müdahale ediyor. Dayanak olarak da Anayasa’nın 79. maddesini gösteriyor” dedi.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre şartları oluştuğunda mahkemelerin ihtiyati tedbir kararı verebileceğini ve bu kararın istinaf tarafından kaldırılmadıkça yürürlükte olduğunu söyleyen Tokdemir, “Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği tedbir kararı ilgilileri bağlar. YSK’nın ‘süreç durdurulamaz’ yönündeki açıklaması kendi yetki alanındaki seçimler için geçerlidir; parti kongreleri için bağlayıcılığı yoktur” ifadelerini kullandı.
Mahkemenin Gürsel Tekin’i Geçici Kurul olarak atadığını hatırlatan Tokdemir, “Bu atama istinaf tarafından kaldırılmadıkça ya da mahkeme yeni bir karar verinceye kadar yürürlüktedir. İl örgütünün kongre sürecine ilişkin tüm işlemleri Geçici Kurul eliyle yürütülmek zorundadır” dedi.
Tokdemir, seçim kurullarının yalnızca kamu seçimlerinde yetkili olduğunu vurgulayarak, “Parti kongreleri kamu seçimi değildir. Bu nedenle ilçe seçim kurullarının ‘kongreye devam/dur’ yönünde bağlayıcı bir yetkisi bulunmaz. Esas alınması gereken merci Asliye Hukuk Mahkemeleri’dir” diye konuştu.
Eski Savcı Mehmet Demir de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda benzer bir değerlendirmede bulundu. Demir, “YSK yine bildiğini okuyor. Yetkisi olmadığı halde parti kongrelerine, il ve ilçe seçimlerine müdahale ediyor. Dayanak olarak da Anayasa’nın 79. maddesini gösteriyor. Ama 79. maddeyi açıp okumak yeterli. Bu madde yalnızca genel seçimleri, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ve referandumu kapsıyor” açıklamasını yaptı.
YSK’nin görev ve yetkilerini düzenleyen yasalarda, siyasi partilerin kongre süreçlerine dair hiçbir hüküm bulunmadığını, yalnızca 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu kapsamında milletvekili önseçimleriyle ilgili düzenlemelerin yer aldığını söyledi. Bu bağlamda, YSK’nin parti içi seçimlerle ilgili aldığı tüm kararların ‘kanunsuz’ olduğunu ve ‘yok hükmünde’ sayılması gerektiğini ifade etti. YSK’nin, kararlarına karşı yargı yolunun kapalı olmasını “layüsel” (hesap sorulamaz) bir konum gibi gördüğünü savunan Demir şu ifadeleri kullandı:
“Adeta ‘Ben ne dersem o olur’ anlayışıyla hareket ediyor. Yetkisi, ilgisi ve bağlantısı olmadığı halde, asliye hukuk mahkemesinin verdiği kararı da işlevsiz kılmıştır. Oysa bu tutumun, iki çiftin boşanmasına karar vermekten hiçbir farkı yoktur. Eğer YSK kalkıp böyle bir karar verseydi, yine “YSK kararları kesindir” mi denecekti? Oysa hiçbir kurum, hele ki YSK, kanunun üzerinde değildir. Hukuku bağlamından koparmak, Anayasa’yı ters yüz etmek Türk yargı sistemine en büyük zarardır.”
Kaynak: Türkiye Gazetesi