Süper Lig’de yapılan transfer harcamaları mercek altına alındı

Dünya basınının önde gelen yayın organlarından biri olan The Athletic, bu akşam oynanacak olan Galatasaray- Liverpool karşılaşması öncesinde geçtiğimiz yaz transfer döneminde Süper Lig’de yapılan transfer harcamalarını mercek altına aldı. Yazıda, Galatasaray’ın PSG’den dahi daha fazla para harcadığı belirtildi.

Süper Lig’de son 3 sezonu şampiyon olarak tamamlayan Galatasaray, bu akşam Şampiyonlar Ligi’nde 2. hafta karşılaşmasında RAMS Park Stadyumu’nda İngiliz devi Liverpool’u konuk edecek.

Karşılaşma öncesinde The Atlhletic muhabiri Tim Spiers, Süper Lig’de geçtiğimiz yaz transfer döneminde yapılan transfer hamlelerini mercek altına alan bir haber kaleme aldı. Spiers, haberinde Süper Lig’in son şampiyonu Galatasaray’ın, yaz transfer döneminde PSG, Bayern Münih ve İnter gibi dev takımlardan daha fazla para harcadığını vurguladı.

Türkiye’de sabır ve uzun vadeli bir planlamanın pek mümkün olmadığını belirten Spiers, Süper Lig’deki transfer harcamalarını mercek altına aldığı haberinde şu ifadeleri kullandı;

“Türk futbolunda transferler eskiden büyük haber olmaktan çok, espri konusu oluyordu.

Oyuncu X bugün büyük bir sürpriz yaşıyor, yakında Türkiye’ye gidecek, vb. Pazarın bir ucunda Darius Vassell’den Jonjo Shelvey ve Danny Drinkwater’a, diğer ucunda Roberto Carlos ve Robin van Persie’ye kadar Türkiye ligi, futbolcuların emekliye ayrıldığı bir yerdi.

Aynı zamanda, banka hesapları ve/veya emeklilik fonları genellikle cömertçe desteklenirdi. Rekabetçi ücretler, Galatasaray, Fenerbahçe ve daha az ölçüde Beşiktaş için genellikle sorun teşkil etmemiştir; hepsi ülkenin en büyük şehri İstanbul’da bulunan Türkiye’nin üç büyükleri.

SÜPER LİG, EN FAZLA HARCAMA YAPAN 3 LİGDEN BİRİ

Ama şimdi farklı bir şey oluyor.

2025 yaz transfer döneminde Türkiye Süper Ligi, dünya futbolunda Premier Lig ve Suudi Pro Ligi’nin ardından en fazla transfer harcaması yapan üçüncü lig oldu.

2025 yazında net transfer harcamalarına göre ilk 10 lig

Transfermarkt verilerine göre, Türkiye’nin üç büyükleri kendi aralarında 276 milyon avro (241 milyon sterlin, 323 milyon dolar) harcadı. Bu rakam, ligde harcanan toplam 348 milyon avronun yüzde 80’ini oluşturarak dünya futbolunda yedinci sırada yer aldı.

Toplam transfer harcamalarına göre ilk 10 lig

GALATASARAY, PSG’DEN FAZLA PARA HARCADI

Salı günü Şampiyonlar Ligi’nde Liverpool’u konuk edecek olan Galatasaray, Paris Saint-Germain, Bayern Münih ve Inter’den daha fazla para harcadı. Ayrıca, Monaco’dan defans oyuncusu Wilfried Singo’yu (30,8 milyon avro), Trabzonspor’dan Türkiye’nin ilk kalecisi Uğurcan Çakır’ı (27,5 milyon avro) ve Napoli’den Victor Osimhen’i (75 milyon avro) transfer ederek Türkiye Ligi’nin önceki transfer rekorunu üç kez aştı. Ayrıca, Bayern’den ayrıldıktan sonra serbest oyuncu Leroy Sane de yüksek bir maaşla takıma katıldı.

Fenerbahçe de Kerem Aktürkoğlu için Benfica’ya 22,5 milyon avro harcadı, ayrıca Ederson, Marco Asensio ve Jhon Duran’ı (kiralık) transfer etti.

Peki harcama artışının ardında ne var? Türkiye ligi, Avrupa’nın köklü takımlarına meydan okuma potansiyeline sahip mi?

Süper Lig’in genel klasmanının, içinde yer alan tanınmış oyuncuların sayısı göz önüne alındığında şaşırtıcı derecede düşük olduğu değerlendiriliyor.

Bu isimler arasında İlkay Gündoğan, Mauro Icardi, Andre Onana, Tammy Abraham, Edson Alvarez, Wilfred Ndidi, Lucas Torreira, Fred, Jota Silva, Rafa Silva, Nelson Semedo ve Youssef En-Nesyri yer alırken, Jose Mourinho ve Ole Gunnar Solskjaer son dönemde sırasıyla Fenerbahçe ve Beşiktaş’ta görev yapmıştı.

SÜPER LİG, DÜNYA FUTBOLUNDA 20. SIRADA YER ALIYOR

Opta, ligin dünya sıralamasında sadece 20. sırada yer aldığını, İsveç, Polonya ve Japonya gibi üst liglerin ve İngiltere (Championship) ve İtalya’nın (Serie B) ikinci liglerinin altında olduğunu belirtiyor.

Bu, şampiyonluk açısından oldukça kapalı bir ligde olan Kocaelispor ve Kayserispor’un bir yansıması. Bu yazki cömertlik, zirvedekilerle diğerleri arasındaki uçurumu daha da derinleştirecek. Ancak özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe’nin yapmak istediği şey, sadece iç sahada birbirlerini geçmek değil, Avrupa’da da tekrar düzgün bir şekilde rekabet edebilmek. Uzun zaman oldu.

Her iki kulüp de İstanbul’daki gayrimenkul anlaşmalarından ve artan borç yüklerinin hafifletilmesinden yararlanarak bunu başarabileceklerini umuyor.

Galatasaray, Osimhen anlaşmasının finansmanına, antrenman sahasını şehrin yönetim organı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) satarak katkıda bulundu.

Türkiye Süper Ligi’ne rekor katılım

Rakamlar değişiklik gösterse de, tahminler, Galatasaray’ın lüks ve şık bir sahil semti olan Florya’daki sahayı satarak 42,8 milyon avro peşinatla 480 milyon avro gelir elde ettiğini ve aynı zamanda stadyumlarına çok daha yakın olan Kemerburgaz’a daha kuzeye taşındığını gösteriyor. Galatasaray ayrıca Temmuz ayında uzun süredir devam eden borçlarını ve faiz ödemelerini kapatarak kredi yapılandırma sürecini sonlandırdı. Ülkenin önde gelen kulüpleri yıllardır yüklü miktarda borç yükü altındaydı ve Florya’nın satışı geçici bir destek sağlasa da, 2030 yılına kadar vadesi dolacak Türk banka kredilerinin ödenmesi Galatasaray’ın mali durumu üzerinde somut ve uzun vadeli bir etki yaratmalı.

Osimhen anlaşması, sayısal anlamda oyunun kurallarını değiştirecek nitelikte, ancak Galatasaray bunu aynı zamanda, 2024-25 sezonundaki kahramanlıklarını tekrarlarsa gelecek yıl daha da değerli olabilecek bir oyuncuya yatırım olarak da görecek. Napoli’den kiralık olarak transfer edilen Nijeryalı oyuncu, tüm kulvarlarda 41 maçta 37 gol attı ve 26 yaşında, en iyi dönemini yaşıyor. Yine de, lig rekorunu 50 milyon avronun üzerinde bir farkla kırmak (önceki en yüksek transfer, Fenerbahçe’nin geçen yaz Sevilla’dan En-Nesyri’yi 20 milyon avroya transfer etmesiyle olmuştu) riskli.

OSİMHEN 20 MİLYON EURO KAZANIYOR

Osimhen, Galatasaray’ın kendisine yıllık 15 milyon avro artı 5 milyon avroluk görüntü hakları ödemesiyle yakın geleceğinin İngiltere’de değil, Türkiye’de olduğuna ikna olmuş olmalı. Bu, haftalık yaklaşık 400.000 avroya denk geliyor. Türkiye’nin daha avantajlı vergi oranını da hesaba katarsak, şüphesiz Sane’yi cezbetmiş olan bu durum, Osimhen ile benzer maaş aldığı düşünülüyor. Sadece futbol emeklisi değil, iyi yaştaki (Sane 29 yaşında) oyuncuların da neden Türkiye’ye transfer olduğunu anlayabilirsiniz.

Fenerbahçe’nin durumu da benzer; onlar da arazi sattılar, borçlarını hafiflettiler.

Turkiye Today’in haberine göre , arazi, kulübe ait Ataşehir semtindeki 61.000 metrekarelik bir arsaydı ve 90 milyon avro gelir elde etmesi bekleniyordu. Aynı zamanda Fenerbahçe, ülkenin Bankalar Birliği ile olan borç yapılandırma programından da çıktı. Kulüp, bu hamleyi kendi geleceklerini şekillendirmelerine olanak sağlayacak bir dönüm noktası olarak selamlayarak , “Bu karar yalnızca finansal bir tercih değil; Fenerbahçe’nin bağımsızlık manifestosudur.” dedi .

Eski kulüp başkanı Ali Koç’un son tur seçimlerinde görevden alınmadan önce belirttiği gibi , Fenerbahçe’nin de 160 milyon avro değerinde 10 yıllık sponsorluk anlaşmaları bulunuyor ve gelirleri 175 milyon avrodan 350 milyon avroya çıktı. Sofyan Amrabat (12 milyon avro), İngiliz genç Archie Brown (8 milyon avro), Milan Skriniar (7 milyon avro) ve Mali forvet Dorgeles Nene’nin (18 milyon avro) yanı sıra Ederson, Asensio ve Aktürkoğlu’nun yüksek bonservis bedelleriyle, eski Wolves kaptanı Semedo’nun bedelsiz ve Duran’ın kiralık olarak transfer edilmesi gibi etkileyici transferlerle dolu bir yaz dönemi yaşandı.

Her iki takımın da kadrolarını bu kadar yoğun şekilde güçlendirmesi, sadece şampiyonluk yarışında değil, Avrupa’da da baskıyı artırıyor.

GALATASARAY, AVRUPA TAKIMLARININ GERİSİNDE

Galatasaray iç sahada sıfırdan başlamıyor. Son üç lig şampiyonluğunu kazandı ve geçen yıl 95, ondan önceki yıl ise 102 puan topladı.

Bu sezona da benzer bir başlangıç ​​yaparak yedi maçın yedisini kazanıp 21 gol attılar. Ancak, Şampiyonlar Ligi’nin açılış lig aşaması maçında Eintracht Frankfurt’a karşı aldıkları 5-1’lik kötü yenilgi, Galatasaray’ın Avrupa’nın ikinci lig takımlarının bile ne kadar gerisinde kaldığını gösteriyor.

Bu, Türk kulüpleri genelindeki bir eğilimi yansıtıyor. Galatasaray, 2000 yılında eski UEFA Kupası’nı (bugünkü adıyla Avrupa Ligi) finalde Arsenal’i penaltılarla yenerek kazandığından beri, Türkiye’den yalnızca bir takım Avrupa kupalarında yarı finale yükseldi: 2012-13 Avrupa Ligi’nde Fenerbahçe. Galatasaray aynı sezon Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale yükselmişti.

Fenerbahçe, 2008-09 sezonundan beri Şampiyonlar Ligi’nde gerçek anlamda maç yapamadı ve bu sezonun lig aşamasına geçememeleri, Mourinho’yu gönderme kararında bardağı taşıran son damla oldu. Ancak Mourinho, eleme play-off’larında, ironik bir şekilde, yeni takımı Benfica’ya karşı çok zorlu bir kura çekti ve toplamda 1-0 mağlup oldu. Son olarak Belçika Milli Takımı’nı çalıştıran halefi Domenico Tedesco, geçen hafta Dinamo Zagreb’e karşı oynadığı ilk Avrupa Ligi maçını 3-1 kaybetmişti.

Solskjaer, Mourinho’nun da etkisiyle, Konferans Ligi elemelerinde İsviçre ekibi Lausanne-Sport’a yenildikten sonra, yaz transfer döneminde Abraham, Ndidi ve Portekizli orta saha oyuncusu Joao Maria’nın takıma katılmasına rağmen Beşiktaş’taki işini kaybetti.

TÜRK FUTBOLUNUN TELAFİ ETMESİ GEREKEN ÇOK YOL VAR

Türk futbolunun telafi etmesi gereken çok yol var, ancak borç yüklerinin hafiflemesiyle Fenerbahçe ve Galatasaray’ın yaz harcamalarına ağırlık verebilecekleri umuluyor.

Kulüp başkanları, teknik direktörler ve oyuncularla dolu bir ülke, tıpkı lezzetli baklava tepsisini midesi guruldayan birinin elinden tutar gibi istikrarlı ve istikrarlı bir ilerleme kaydedebilir mi? Bunun için sabır ve uzun vadeli planlama gerekir; Türkiye’nin pek de meşhur olmadığı özellikler.

Türkiye ligi, oynaklığı ve pembe dizi senaryolarıyla her zaman takip edilmeye değer bir lig olmuştur.

Akıllıca bir transfer ve uzun vadeli planlama ile birlikte gelişmiş mali yapısıyla, şu an futbolu izlemek de faydalı olabilir.