Gazze’de kalıcı barış için Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenen tarihi zirvede ABD, Türkiye, Katar ve Mısır garantör ülke olarak “Niyet Belgesi”ni imzaladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Katar Emiri Al Sani’nin imza attığı belgeyle, bölgede kalıcı ateşkes ve yeniden inşa süreci uluslararası gözetim altına alındı.
Zirveye damgasını vuran gelişme ise Erdoğan’ın “Netanyahu gelirse biz yokuz” çıkışı oldu. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun katılımı gündeme gelince Erdoğan’ı taşıyan uçak Mısır pistine inişini erteledi; havada yürütülen diplomasi sonucunda Netanyahu zirveden çekildi. Bu tarihi rest, kamuoyunda “İkinci One Minute” olarak yankı buldu.
Tarihi zirveyi İhlas Medya adına takip eden TGRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Ercan Seki, Erdoğan’ın uçağında neler olduğunu anlattı.
Gülcan Ayboğan’ın sorularını cevaplayan Seki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı taşıyan uçakta neler yaşandığını şu sözlerle anlattı:
“Barış Zirvesi’nin önüne geçti. Biz Mısır’a Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağıyla birlikte Mısır’a gittik. Şarm El-Şeyh Havaalanı’na yaklaşırken başladı aslında. Ben uzun yıllar havaalanı muhabirliği yaptığım için uçağın ‘pas geçmesi’ vakasını ilk fark eden gazeteci ben oldum. ‘Uçak pas geçti arkadaşlar’ dedim. Bu, Cumhurbaşkanı’nın uçağında olunca çok büyük anlam ifade ediyor. ‘Ne oluyor’ diye etrafa bakınırken, uçak tekrar burnunu kaldırdı ve Kızıldeniz üzerinde tur atmaya başladı.
‘Biz acaba ne oldu’ diye cevap ararken, dünya ajanslarına şu bilgi düştü; Barış Zirvesi’ne Netanyahu da katılıyor! İki olayı da birleştirdiğimizde anormal bir durum olduğunu anladık. Kesin bağlantılı diye yorumlar içimize anında düştü. Ön kademede oturan bakanlarla, müşavirlerle temasa geçtik. ‘Evet pas geçtik ama teknik bir sebep’ dediler. İlk verilecek cevap da buydu. Pistte bir o sırada uçak hareketliliği oluşmuş, o yüzden kulenin isteği üzerine teknik olarak pas geçirilmesi uygun görülmüş. Ancak gazetecilik burada başlıyor. Devlet başkanlarını taşıyan bir uçak kuleden iniş izni aldıktan sonra pistte belli bir güvenlik sağlanmadan devlet başkanına iniş izni verilmez. Olağanüstü bir durum olmayınca devlet başkanının uçağını kimse kolay kolay pas geçiremez.
O işin yani diplomatik cevabı, teknik bir gerekçeden dolayı. O sırada uçağın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bulunduğu bölümünde büyük bir seferberlik, büyük bir kriz yaşanıyor. Neden? İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Barış Zirvesi’ne emrivaki yaparak geleceğinin ortaya çıkması… Kriz bu. Peki burada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrı ne? Bunların hepsi ‘Off the record’ bilgidir. Bugün sorsanız Cumhurbaşkanı Erdoğan da kendisi bunu böyle anlatmaz ama aldığımız güvenilir bilgiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan ekibini topluyor.‘Netanyahu gelirse biz yokuz arkadaşlar.’ Uçağın pas geçmesi mesaj tarafı. Dünyaya da o mesaj verildi, kararlılığımız gösterildi.
O sırada Dışişleri Bakanı Hakan Fidan kendi muhatabını, MİT başkanı İbrahim Kalın kendi muhatabını, bütün uçaktaki üst düzey yetkililer, Amerika ve ev sahibi Mısır başta olmak üzere muhataplarını arıyorlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu kararlarını söylüyorlar. Diyorlar ki, “Netanyahu Barış Zirvesi’ne gelirse biz yokuz.” Bu bize neyi hatırlattı? İşte bugün birçok gazetenin manşetine düşen, benim de dün ilk kez TGRT Haber yayınında benim seslendirdiğim olay, ‘One Minute’ vakası.
Nasıl Davos’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanına yeter artık ‘one minute’ deyip kalkıp gittiyse dün de aslında İsrail’e verilmiş olan ikinci ‘one minute’ cevabıdır bu.
Ne oldu peki bu diplomasi temasları? Netanyahu bir Yahudi Bayramı gerekçe gösterip katılmaktan vazgeçti. Yani bir oldubittiye getirilecekti. Eğer Gazze’de insanları katleden İsrail devletinin başbakanı dün o zirveye gelmiş olsaydı, orada Cumhurbaşkanı Erdoğan zirveye katılmazdı. Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldıktan sonra gelseydi, Cumhurbaşkanı Erdoğan o zirveyi kesin terk ederdi. Dolayısıyla barış imzaları atılamamış olurdu. O yüzden o diplomasi çok önemliydi. Uçakta yapılan diplomasi ile Netanyahu’nun gelişini Cumhurbaşkanı Erdoğan bireysel çabalarıyla önledi. Bu da ikinci ‘One Minute’ vakası olarak tarihe geçti.”
Kaynak: Türkiye Gazetesi