Yenidoğan çetesi soruşturması sürerken, Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i makamında tehdit ettiği öne sürülen Mustafa Kemal Zengin’in de aralarında bulunduğu 13 sanığın yargılanması başlandı.
Sanıklardan avukat Aylin Arslantatar, salona getirildiği sırada yüksek sesle “Yavuz, beni sen tutuklattın! Adalet er ya da geç yerini bulacak!” diyerek tepki gösterdi.
Kimlik tespitlerinin ardından mahkeme heyeti sanıkların savunmalarını almaya başladı.
Tutuklu sanıklardan Mustafa Kemal Zengin, kendisinin bu dosyada sanık değil mağdur olduğunu öne sürdü. Diğer bazı sanıkları şahsen tanıdığını belirten Zengin, arkadaşı Yavuz Çelik’in üvey kızı Tuğçe Toptemel’in avukata ihtiyacı olduğunu söylemesi üzerine avukat Aylin Arslantatar’la iletişime geçtiğini anlattı.
Ancak Arslantatar’ın savcı Yavuz Engin’le yakın arkadaş olduklarını belirterek dosyayı almak istemediğini ifade eden Zengin, bu süreçte araştırma yaparken “yenidoğan bebek çetesi” olarak adlandırılan bir yapının izlerine ulaştığını söyledi.
Sanık Zengin, Arslantatar’ın davetiyle savcı Engin’in makamına gittiklerini belirterek şöyle konuştu:
“Aylin Hanım, savcı beyin konuyla ilgilendiğini ve bizimle görüşmek istediğini söyledi. Ben de dosyayla ilgili bildiklerimi anlatmak için gittim. Savcının makamında önce konunun genel çerçevesini anlattım. Sonra (Yavuz Çelik’in üvey kızı) Tuğçe Toptemel’in durumunu sordum. Savcı, ‘Neyini istiyorsun, tahliyesini mi, takipsizlik mi?’ dedi. Ben de ‘Hayır, yargılansın, kendini aklasın.’ dedim.”
Zengin, Engin’e bazı belgeleri ve raporları hatırlattığını, savcının ise “Raporlar gelmedi.” cevabını verdiğini öne sürerek, “Oysa raporlar çoktan dosyaya girmişti. Ben de ‘Bağlantı kuramadın mı?’ diye sordum, geçiştirdi. Bunun üzerine kalkmak istedim ama savcı ‘Bir kahve daha içelim.’ diye ısrar etti. Aylin Hanım oturduğu için ben de kalkmadım.” dedi.
Makamdan ayrıldıktan sonra Arslantatar’a “Bu senin arkadaşın değil, emin ol bizi kayda aldı.” dediğini belirten Zengin, daha sonra bu görüşmenin gizlice kaydedildiğini iddia etti.
Savcı Yavuz Engin hakkında bilgi toplamaya çalıştığı yönündeki iddiaları reddeden Zengin, “Savcının kimlik bilgisi, adresi, telefonu elimde yoktu. Hiçbir yerden bilgi temin etmedim.” ifadesini kullandı.
Zengin, dilekçe hazırlamak gerektiğinde arkadaşı Yavuz Çelik’le buluştuğunu ve üçünün birlikte yemek yediğini belirterek, “Bu yemek bile örgüt toplantısı olarak gösterildi.” diye konuştu.
Bir süre sonra Aylin Arslantatar’ın bürosuna gittiğinde başka bir savcıyla karşılaştığını iddia eden Zengin, “O savcı, Engin için ‘Manisa’da görev yaparken de polisle, jandarmaya kumpas kurmuştu. Meslek içinde pek sevilmez.’ dedi.” ifadesini kullandı. Bu sırada müşteki Savcı Yavuz Engin, söz alarak “Devlet kumpas kurmaz!” diye tepki gösterdi.
Savcının makamına yaptığı ziyaretten kısa süre sonra gözaltına alındığını söyleyen Zengin, “Tutuklandığımda basına fotoğraflar servis edildi. ‘Yenidoğan çetesi lideri’ diye haber yaptılar. Savcı bey de oradaydı, adeta şov yaptı. Bu bir itibarsızlaştırma operasyonuydu.” dedi.
Zengin, herhangi bir örgütün parçası olmadığını savunarak, “Benim çevremde bana ‘MİT’, ‘müsteşar’ deniliyor ama ben kendimi böyle tanıtmadım. İnsanlar öyle deyince itiraz etmedim sadece. Savcıya da ‘müsteşarım’ dememin sebebi, Aylin Hanım öyle hitap edince onu mahcup etmemek içindi.” diye konuştu.
Savcıyla makam odasında geçen konuşmaların çarpıtıldığını, ses kayıtlarının da montajlandığını iddia eden Zengin, “Dosyada duyulan ‘Kalem kırıldı’ ifadesini, yapılan hatalara tepki olarak söyledim. Hiç kimseye tehditte bulunmadım.” dedi.
Mahkeme başkanı, sanığın uzun süren savunmasının ardından diğer sanıkların dinlenmesine geçileceğini belirtti. Duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.
İddianamede, Mustafa Kemal Zengin, Aylin Arslantatar ve Gökhan Güler hakkında; kamu görevlisini görevinden dolayı öldürmeye teşebbüs, silahlı örgüt kurma, yargı görevini etkilemeye teşebbüs, tehdit, devlet İstihbarat Hizmetleri Kanunu’na muhalefet, ruhsatsız silah bulundurma, özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirme suçlarından 48 yıldan 100 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep edildi.
Diğer 10 sanık için de farklı sürelerde hapis cezaları istendi.