Türkiye’de dış tehdit algısı iki kat arttı!

Yayınlama: 31.10.2025
A+
A-

Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün Eylül 2025’te gerçekleştirdiği “Türkiye’nin Milliyetçilik Haritası” araştırması, seçmenlerin tehdit algısında dış kaynaklı aktörlere yönelimin belirgin biçimde arttığını ortaya koydu. Enstitü uzmanı Berçin Yiğitaslan’ın analizine göre, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına yönelik bir tehdit olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 63’e yükselirken, bu tehdit tanımında dış güçler, ABD ve İsrail öne çıkıyor.

Araştırmada tehdidin somutlaştığı unsurlar arasında ilk sırayı yüzde 30,4 ile “dış güçler” alırken, İsrail’i doğrudan tehdit olarak görenlerin oranı yüzde 10’a, ABD’yi tehdit olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 4,2’ye ulaştı. Bu üç yanıtın toplamı yüzde 44,5’e çıkarken, Haziran 2025’teki benzer bir çalışmada bu oranın yüzde 18,3 olduğu hatırlatıldı. Yiğitaslan, Gazze’deki insanlık dramı, Suriye sahasındaki gelişmeler ve ABD’nin YPG ile ilişkisi gibi başlıkların bu artışta etkili olduğunu vurguladı.

TEHDİT ALGISINDA İLK SIRA DEĞİŞTİ

Daha önceki araştırmalarda genellikle tehdit algısında ilk sırada yer alan ABD’nin, ilk kez bir başka ülkenin gerisinde kaldığı gözlemlendi. İsrail’in askeri kapasitesini etkili biçimde kullanması, ABD’nin şemsiyesi altında hareket kabiliyeti ve Gazze’de yaşanan insani kriz, bu ülkeye yönelik algıyı derinleştiren başlıca unsurlar olarak gösterildi.

Yiğitaslan’a göre, İsrail’in “varoluşsal tehdit” olarak algılanmasında vicdani ve dini reflekslerin yanı sıra, uluslararası hukuk normlarından muaf hareket etmesi ve bölgede askeri gücünü sergilemesi önemli rol oynadı. Bu nedenle önümüzdeki dönemde İsrail merkezli tehdit algısında daha da artış yaşanabileceği öngörülüyor.

AK PARTİ VE MHP’DE DIŞ TEHDİT ORTAK PAYDASI

Araştırma, parti tercihlerine göre tehdit algısında da belirgin farklılıklar bulunduğunu ortaya koydu. MHP seçmenlerinin yüzde 42,6’sı, Yeniden Refah Partisi seçmenlerinin yüzde 40,9’u ve AK Parti seçmenlerinin yüzde 38,8’i en büyük tehdidin dış güçlerden geldiğini düşünüyor. Bu oranlar, sağ-muhafazakâr ve milliyetçi seçmen kitlesinde dış kaynaklı tehdit algısının yüksek düzeyde konsolide olduğunu gösteriyor.

DEM Parti seçmeninde ise İsrail’i tehdit olarak görenlerin oranı yüzde 17,8, ABD’yi tehdit olarak tanımlayanların oranı yüzde 8. Bu oranlar, ülke ortalamasının oldukça üzerinde. Yiğitaslan, bu farklılaşmanın Gazze ve Suriye gibi güncel bölgesel krizlerin DEM tabanında güçlü bir yankı bulmasıyla ilişkili olabileceğini belirtiyor.

CHP seçmeninde dış güçler, ABD ve İsrail seçeneklerini tehdit olarak görenlerin oranı Haziran’dan bu yana yüzde 10’dan yüzde 34,7’ye yükseldi. Bu sıçrama, dış tehdit söylemine olan duyarlılığın sol seçmen grubunda da güçlendiğini ortaya koyuyor. İYİ Parti seçmeninde ise “dış güçler” yanıtı yüzde 24 düzeyinde ölçüldü.

GENÇLER İÇİN TEHDİT EKONOMİ, YAŞLILAR İÇİN DIŞ AKTÖRLER

Tehdit algısı yaş gruplarına göre de ciddi farklılık gösteriyor. 18–24 yaş ve 25–34 yaş grubu, dış güçler yanıtını en az veren kesim. Bu kuşaklar, dış aktörlerden çok işsizlik, geçim sıkıntısı ve geleceğe dair belirsizlikleri tehdit olarak tanımlıyor. Öte yandan, 35 yaş üstü gruplarda “dış güçler” algısı daha somut biçimde yer tutuyor.

Yiğitaslan’a göre bu fark, geçmişteki ekonomik krizleri, darbeleri ve bölgesel çatışmaları doğrudan yaşamış kuşakların dış kaynaklı tehditleri daha gerçekçi ve yakın bir risk olarak görmelerinden kaynaklanıyor.

EĞİTİM SEVİYESİ VE ÇALIŞMA DURUMU DA ETKİLİ

Araştırmada eğitim seviyesi arttıkça tehdit algısının da arttığı tespit edildi. İlkokul ve altı eğitim seviyesindekilerde tehdit algısı yüzde 55,6 iken, üniversite ve üzeri eğitim seviyesindekilerde bu oran yüzde 73,3’e çıkıyor. Ancak tehdidin tanımı bu iki grup arasında farklılaşıyor: düşük eğitim düzeylerinde dış güçler ön plandayken, yüksek eğitim düzeyinde ekonomi, adalet, kurumsal işleyiş ve içsel kırılganlıklar öne çıkıyor.

Çalışma durumu da algıyı etkiliyor. Öğrencilerde İsrail’e yönelik tehdit algısı yüzde 15,2, devlet memurlarında ABD yüzde 12,9 oranında tehdit olarak görülüyor. Bordrolu kamu işçilerinde ekonomik kriz tehditi yüzde 26,1’e çıkarken, özel sektör işçilerinde yüzde 14,1 seviyesinde kalıyor. Bu veriler, geçim kaygısının kamu çalışanlarında daha güçlü bir tehdit algısı ürettiğini gösteriyor.

DIŞ TEHDİT ALGISI YÜKSELİŞTE

Yiğitaslan, çalışmanın sonunda tehdit algısındaki artışın tek bir nedene indirgenemeyeceğini; Gazze, Suriye, YPG, ekonomik yaptırımlar gibi çok sayıda etkenin bu artışı birlikte beslediğini ifade etti. Haziran 2025’te yüzde 18,3 olan dış tehdit algısının Eylül 2025’te yüzde 44,5’e yükselmesi, özellikle İsrail’in tehdit tanımında ABD’yi geride bırakması, dikkat çekici bir kırılmaya işaret ediyor.

Parti bazında MHP–YRP–AK Parti seçmeninde dışsal tehdit algısı güçlü biçimde konsolide olurken, DEM ve MHP seçmeninin bazı başlıklarda ortak bir duyarlılık taşıması “beklenmedik paralellik” olarak tanımlanıyor. Veriler, dış güçler merkezli tehdit algısının sadece ideolojik çizgilerden değil, aynı zamanda kuşak, eğitim ve çalışma koşullarından da beslendiğini ortaya koyuyor.

Sizler için yazıyoruz
    Bir Yorum Yazın

    Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

    Henüz yorum yapılmamış.