Hem dini bir kavram, hem de siyasi bir düşünceye dönüşmüş bir ideoloji olan vaat edilmiş topraklar hangi ülkeleri kapsıyor? İşte İsrail’in uğrunda terör estirdiği vaat edilmiş topraklar iddiası…
İsrail, tarih boyunca “vadedilmiş topraklar” söylemini kendi lehine çevirerek siyasî ve askerî politikalarının merkezine yerleştirdi. Tevrat’taki tarihî bir vaadi mutlak mülkiyet iddiasına dönüştüren bu anlayış, zamanla ideolojik bir genişleme aracı haline geldi.
Bu düşünce İsrail’in yalnızca kendi sınırlarını değil, çevresindeki toprakları da “tanrısal hak” olarak görmesine yol açtı.

VAAT EDİLMİŞ TOPRAKLAR DİYEREK ORTADOĞI’DA TERÖR ESTİRİYOR!
Bu inanç doğrultusunda hareket eden İsrail yönetimleri, özellikle Filistin başta olmak üzere bölgedeki birçok ülkeye yönelik saldırılarla Ortadoğu’da istikrarsızlığın ve şiddetin ana kaynağı haline geldi. Askerî operasyonlar, işgaller ve sivil kayıplarla dolu bu süreç, dinî bir metnin siyasi amaçlarla nasıl suistimal edilebileceğini en açık şekilde gözler önüne serdi.
Böylece “vadedilmiş topraklar” söylemi, hem bölgesel barışın önündeki en büyük engellerden biri hem de İsrail’in saldırgan politikalarının bahanesi oldu.

KUR’AN-I KERİM KESİN BİR ŞEKİLDE REDDEDİYOR!
Kur’an-ı Kerim ise bu anlayışı temelden reddeder. İsrailoğullarına geçmişte bazı toprakların vaad edilmiş olduğu kabul edilse de, bu vaadin itaat ve adalet şartına bağlı olduğu açıkça belirtilir. Kur’an’a göre hiçbir milletin yeryüzünde ebedî mülkiyet hakkı yoktur; “Yeryüzüne salih kullarım varis olacaktır” (Enbiya, 21:105) ayeti, toprağın yalnızca adil ve dürüst insanlara ait olabileceğini bildirir.
Kur’an, toprakların veya mülkün belli bir ırka değil, salih (adil ve dürüst) insanlara ait olacağını bildirir. Dolayısıyla Kur’an, İsrail’in bugünkü “ilahi hak” iddiasını değil, tam tersine bu iddianın geçersizliğini vurgular.
Bu da “Yaratıcı, yalnız İsrailoğullarına toprak verdi” düşüncesini tamamen reddeder.

İŞTE İSRAİL’E GÖRE VADEDİLMİŞ TOPRAKLARDAKİ ÜLKELER!

1) İsrail

Merkez bölge olarak kabul edilir. (Yahudilere göre)

2) FİLİSTİN

Özellikle Gazze, Batı Şeria ve Kudüs.

3) LÜBNAN

Güney bölgeleri dahil.

4) SURİYE

Özellikle Golan Tepeleri ve çevresi.

5) ÜRDÜN

Batı bölgeleri.

6) MISIR

Sina Yarımadası dahil.

7) IRAK

Fırat Nehri çevresi.

8) SUUDİ ARABİSTAN

Kuzey bölgeleri.

9) İRAN

Batı kesimleri.

10) TÜRKİYE

Güneydoğu Anadolu Bölgesi (bazı yorumlara göre)

“VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR HEZEYANININ VARACAĞI YER BÜYÜK BİR HÜSRAN VE HEZIMET OLACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz yıl İsrail’in Filistin’e yönelik saldırısına tepki gösterirken, İsrail’in vaat edilmiş topraklar hayaline sert bir tepkiyle karşı çıkmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açık ve net söylüyorum. Vadedilmiş topraklar hezeyanının varacağı yer büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır.” demişti.

İSRAİL “VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR” DÜŞÜNCESİNİ BU ŞEKİLDE TAHRİF ETTİ
“Vaat edilmiş topraklar” düşüncesi, Tevrat’ın Tekvin 15:18 ve Çıkış 23:31 ayetlerinde yaratıcının İbrahim’in soyuna belirli bir dönemde “Mısır Irmağı’ndan Fırat’a kadar” olan toprakları vaat ettiği ifadelerine dayanır. Ancak bu vaad, tarihsel ve geçici bir bağlamda yer alırken, modern İsrail ideolojisi bu pasajları tahrif ederek sürekli geçerli bir toprak hakkı gibi yorumlamıştır. Kur’an-ı Kerim ise bu tür tahrifleri açıkça reddeder; Bakara 79’da “Kitabı elleriyle yazıp ‘Bu Allah katındandır’ diyenlere yazıklar olsun” denilerek ilahi metinlerin menfaat uğruna değiştirildiği vurgulanır.
Böylece Kur’an, İsrail’in “vaat edilmiş topraklar” anlayışının ilahi değil, insan eliyle çarpıtılmış bir siyasi iddia olduğunu ortaya koyar.

GAZZE’DE ŞEHİT SAYISI 68 BİN 585’E YÜKSELDİ
Katil İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda Filistinli şehit sayısı son 48 saatte, 22 artarak 68 bin 858’e yükseldi.
Kaynak: haber7