AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, iddialara cevap verdi

Yayınlama: 10.11.2025
A+
A-

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı’na ilişkin, parti genel merkezinde açıklamalarda bulundu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve saygıyla anan Çelik, “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır.” diyen Atatürk’ün hatırasına sahip çıkmanın önemini vurguladı.

Kocaeli Dilovası’ndaki fabrika yangınında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyen Çelik, AK Parti’nin yargı sürecini yakından takip ettiğini belirtti.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, iddialara cevap verdi

Kasım ayını önemli kılan konulardan bir tanesinin de Karabağ Zaferi olduğunu dile getiren Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla Karabağ’ın azatlığının anma törenlerinin gerçekleştirildiğini hatırlattı.

Karabağ’ın özgürlüğü için şehit olan Azerbaycan askerlerine Allah’tan rahmet dileyen Çelik, şunları kaydetti:

“Azerbaycan Devlet Başkanı ve Başkomutan Sayın (İlham) Aliyev’e bir kere daha tebriklerimizi iletiyoruz. Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin kahraman mensuplarını tebrik ediyoruz. Kuşkusuz Karabağ’da, Karabağ’ın azatlığı için toprağa düşen her şehit bizim hepimizin, bütün Türk dünyasının, Türkiye’nin, Azerbaycan’ın ortak şeref nişanesidir. Hepsine Allah’tan rahmet diliyoruz. Biz yakın çalışma arkadaşları olarak şahidiz ki Karabağ’ın azatlığı için mücadele edilen günlerde, Sayın Cumhurbaşkanımız mesaisinin önemli bir kısmını buna ayırdı. Ve dakikalık, anlık, günlük, sürekli olarak oradaki cepheden haberleri takip etti. Bu arada da Karabağ’ın azatlığı için verilen mücadelede, Sayın Cumhurbaşkanımız iki devlet, tek millet anlayışı çerçevesinde yüksek bir hassasiyetle konunun takipçisi oldu.”

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, iddialara cevap verdi

– “PAŞİNYAN’IN ZAMAN ZAMAN SAĞDUYULU AÇIKLAMALARINI GÖRÜYORUZ”

Çelik, kazanılan Karabağ Zaferi sonrası hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bölge barışı için kurulmasını ifade ettiği mekanizmaların, Kafkas barışı açısından çok önemli ve kıymetli olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti:

“Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘bu zafer bir son değil, barışa giden yolun kilometre taşıdır’ demişti. Ve o zaman hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem de Sayın Aliyev, ‘Ermenistan, Azerbaycan’a dönük saldırgan amaçlarından vazgeçerse, bu durumda Ermenistan’ın da Kafkas barışına ve bölge barışına katkı sağlayacak bu mekanizmanın parçası olması gerektiğini’ ifade etmişti. Son zamanlarda şunu da ifade etmek gerekir ki Ermenistan Başbakanı Sayın (Nikol) Paşinyan’ın açıklamaları bu bakımdan pozitif gündem oluşturuyor. Ermenistan’ı saldırgan, işgalci, eski marjinal günlerine çekmeye çalışanlara karşı daha sağduyulu bir yaklaşım sergilediğini görüyoruz Sayın Paşinyan’ın. Özellikle Ermeni soykırımının başka devletler tarafından Ermenistan’ı Türkiye’ye saldırtmak için, diasporayı Türkiye’ye saldırtmak için nasıl bir tarih bilinci manipülasyonu haline getirildiğini, aynı şekilde Azerbaycan’la Ermenistan arasındaki sorunların önemli bir kısmının da başka devletlerin bazı çıkarları, gözetmeleri çerçevesinde Ermenistan’ın manipüle edilmesiyle ortaya çıktığını gösteren son derece önemli açıklamalar yapılıyor. Dolayısıyla bütün bu kışkırtmalara karşı da Sayın Paşinyan’ın zaman zaman sağduyulu açıklamalarını görüyoruz. Bu da katkı sağlayacak bir şeydir çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Aliyev, daha zaferin kazanılmasından hemen sonra ‘Ermenistan saldırgan ve işgalci tutumundan vazgeçerse, bu bölgesel barış mekanizmasının parçası olmalı’ demişlerdi. Bunun da bu yolda ilerlemesinden memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum.”

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, iddialara cevap verdi

– “CUMHUR İTTİFAKI KRİZLERİN İTTİFAKI DEĞİL”

Cumhur İttifakı’nda kriz bekleyen odaklar olduğuna dikkati çeken Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Başka hiçbir kabiliyetleri olmayan, başka herhangi bir şekilde siyaset üretimiyle kendisini gösteremeyen, bütün varlığı ve geleceği Cumhur İttifakı’nda bir kriz çıksın diye uğraşan, marjinal, gerçekten aşırı uçlarda dolaşan, memlekette de sadece kriz havası koklamaya çalışan birtakım odaklar var. Tabii bunlara bir kere daha morallerini bozacak cevapları veriyoruz. Cumhur İttifakı’nda bir çatlak yok, bir kırgınlık yok. Hatta bunların her saldırısından sonra Cumhur İttifakı’nın daha da güçlendiğini görüyoruz çünkü bu şer şebekelerini Türkiye’nin başına, bölge barışının başına neler getirmeye çalıştığını çok iyi görüyoruz. O da bir kere daha Cumhur İttifakı’nın varlığı ve ülkemiz için değeri hakkındaki bilincimizi ve görüşlerimizi tazelememize yol açıyor. Geçenlerde Sayın Devlet Bahçeli de çok güzel ifade ettiler. ‘Bunlar, Cumhur İttifakı gibi bir ittifak şimdiye kadar görmedikleri için Cumhur İttifakı’nı bir koalisyon zannediyor. Cumhur İttifakı bir koalisyon değil. Devletin varlık mücadelesi verdiği 15 Temmuz gecesi tamamen milli bir yaklaşımla, milli bir duruşla oluşmuş, milletin bu günlerine ve geleceğine sahip çıkmak için meydana getirilmiş bir irade.’

Onlar koalisyonlardaki pazarlıkçı idareyi Cumhur İttifakı’nın iradesiyle karıştırıyorlar. Koalisyonlardaki pazarlıkçı idare ile Cumhur İttifakı’ndaki bütünlükçü ve organik bir birlikteliğe dayanan irade arasında fark var. İdare ile irade arasındaki farkı bilmedikleri gibi koalisyonla Cumhur İttifakı arasındaki farkı da idrak edemiyorlar. Bir de tabii hep krizle birlikte Cumhur İttifakı’nı sorgulamaya çalışıyorlar. Halbuki Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Devlet Bahçeli başta olmak üzere onların ortaya koyduğu çerçeve ve irade doğrultusunda Cumhur İttifakı’nın bütün yöneticileri net bir şekilde o yönü değerlendirebiliyorlar ve bu konuda da büyük bir siyasi yetenek ortaya koyuyorlar. Hep beraber bunu yapıyoruz.”

– “MİLLİ AĞAÇLANDIRMA VE YEŞİL VATAN SEFERBERLİĞİ”

Ömer Çelik, 11 Kasım gününün Milli Ağaçlandırma ve Yeşil Vatan Seferberliği Günü için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı çağrıyı hatırlatarak, parti olarak tüm teşkilatlarıyla Yeşil Vatan’ı korumak ve güçlendirmek için hep birlikte sahada olacaklarını ifade etti.

Bütün illerde ve ilçelerde tüm vatandaşları da Milli Ağaçlandırma ve Yeşil Vatan Seferberliği gününe katılmaya davet eden Çelik, şunları kaydetti:

“Vatanımız, dünya, bütün bir gezegen bize Yaradan’ın emanetidir. Onun için ona sahip çıkmak, onu korumak, sınırlarımızı korumak gibidir. Sadece sınırlarımızın içerisinde kendi medeniyet köklerimize, kendi medeniyet değerlerimize uygun bir hayat sürmenin yolu da bizim kendi medeniyetimizde var olan yeşilin, mavinin ve diğer tüm renklerin korunduğu, doğanın korunduğu bir yaklaşımdır. Doğa bizim kölemiz değil, doğa bizim yoldaşımız, doğa bizim kader arkadaşımız. Tabiat, karşısına geçeceğimiz bir şey değil, onunla beraber kendi hayatımızı anlamlandıracağımız bir şey. Dolayısıyla tabiatı, doğayı kader arkadaşımız olarak görmeliyiz, aynı kaderi paylaşıyoruz. Bu biricik gezegenimizi, şimdiye kadar bilinen dünyalar içerisinde yaşam olan tek gezegeni ve bunun içerisinde bir mücevher gibi duran vatanımızı, bu ‘Yeşil Vatan Seferberliği’ çerçevesinde aynı yaklaşımla ele almalıyız. “

“Terörsüz Türkiye” sürecine değinen Çelik, bu konunun en önemli gündemlerinden biri olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MYK’nın açılış konuşmasında bu konudaki hassasiyeti vurguladığını aktaran Çelik, “Cumhur İttifakı’nın, birlik, beraberlik içerisinde Terörsüz Türkiye konusundaki hedeflere ulaşmak için ilerlediğini ifade etti. PKK terör örgütünün feshi ve silahların bırakılması, PKK’nın bütün unsur, uzantılarıyla ve illegal yapılarıyla feshinin ve silah bırakmasının sağlanması hedefi, belli bir takvim ve belli bir yol haritası çerçevesinde devam ediyor. Bununla ilgili de biz çalışmalarımızı sürdürüyoruz, devlet kurumları çalışmalarını sürdürüyor.” diye konuştu.

Çelik, partide bu süreci takip eden bir mekanizmanın olduğunu, bu mekanizmanın her hafta yaptığı toplantılarla süreci değerlendirdiğini aktardı.

– “SUDAN’DAKİ KATLİAM KARŞISINDA HASSASİYETİMİZİ VURGULUYORUZ”

Gazze’deki gelişmeleri en önemli gündem maddeleri olarak takip ettiklerini bildiren Çelik, yardımların Gazze’ye girmesi konusunun kendileri için çok önemli olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün deprem bölgesindeki bazı konteynırların Gazze’ye gönderileceğini söylediğini hatırlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aynı şekilde Şarm el-Şeyh Anlaşması’nda, günde 600’e yakın tır girecekti, maalesef bu sayı 200’e düşmüş durumda. Biz bu yardımlardan da sadece gıda yardımı girmesini anlamıyoruz, insanların hayatlarını iyileştirecek ekipmanlar girmeli, tıbbi yardımlar girmeli, oradaki çocukların, kadınların ihtiyacı olan çeşitli malzemelerin girmesi gerekiyor. O sebeple de Şarm el-Şeyh Anlaşması’ndaki 600 yardımlık kotayı bile aşmamız gerekirken, bugün 200’e düşmüş olması son derece sakıncalıdır. Maalesef İsrail defalarca bu barış anlaşmalarını ihlal etmiştir, bu ihlale ‘dur’ denmesi için gereken uyarıların uluslararası toplum tarafından ortaya koyulması gerekir.”

Çelik, Sudan’ın batısındaki Kuzey Darfur eyaletinin merkezi Faşir kentinde yaşananlara da değinerek, bunu en güçlü şekilde kınadıklarını, Türkiye’nin kardeş Sudan halkıyla bir ve beraber olduğunu belirtti.

Yaşananların o bölgenin refahını, o bölgenin insanlarının medeni bir hayat sürmesini engellemek için birtakım vekalet savaşlarının neticesi olarak da ortaya çıktığını gördüklerini dile getiren Çelik, “Sudan’daki katliam karşısında hem kendi hassasiyetimizi vurguluyoruz hem uluslararası toplumun hassasiyetinin en yüksek düzeyde olması gerektiğini ifade ediyoruz.” dedi.

– “TSK VE MİT’İN TEYİT MEKANİZMASI SAHADAKİ DURUMU TAKİP EDİYOR”

Çelik, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin, Terörsüz Türkiye konusundaki sürecin MGK gündemine gelip gelmeyeceğine yönelik sorusuna Çelik, PKK’nın Irak, İran, Suriye, bütün ayakları, bütün şubeleri ve bütün uzantılarıyla birlikte silah bırakması gerektiği yanıtını verdi.

PKK’nın finansman boyutunu oluşturan “KCK yapılanması” denilen illegal boyutunun da tasfiye edilmesi gerektiğinin altını çizen Çelik, silah bırakma süreciyle ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Milli İstihbarat Teşkilatından (MİT) oluşan bir teyit mekanizması oluşturulduğunu söyledi.

Çelik, teyit mekanizmasının gözünün sahada olduğunu ve PKK’ya bağlı unsurların silah bırakma sürecini takip ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:

“TSK ve MİT ‘ben bunu teyit ediyorum’ dediğinde, gelen bilgi eğer fesih ve silah bırakması tamamlanmışsa bu bir hükümet kararıyla mı gerçekleşir yoksa bir MGK kararıyla mı gerçekleşir bu Sayın Cumhurbaşkanı’mızın takdiriyle kurulacak mekanizma çerçevesinde olacaktır. Ama sonuç olarak TSK ve MİT’in teyit mekanizması sahadaki durumu takip ediyor, yani gerçekten silah bırakma süreci nasıl gidiyor? Bununla ilgili bir takvimimiz, bir yol haritamız var. Yol haritamızın işlediğini söylemiştim, takvimimizi de bu şekilde takip ediyoruz. Haftada bununla ilgili 1-2 toplantı yapıyoruz.”

Çelik, söz konusu mekanizmanın oluştuğu zaman başka terör örgütleri için de geçerli olacağını ifade etti.

Sizler için yazıyoruz
    Bir Yorum Yazın

    Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

    Henüz yorum yapılmamış.