Türkiye Cemaatlerinin Durumu

A+
A-

Bünyamin Erdemir: Bugün 22 Ağustos 2023. TV Türk ekranlarından herkese selamlar. Bugün güncel konulara yakın uzaklıkta olan Türkiye cemaatlerinin durumu hakkında konuşacağız. Bin dokuz yüz seksen ve iki bin yirmi üç aralığındaki kronolojik tarihçesinin önemi var olan bir nasıl işlediğini, sorunları, başarıları ve zaaflarını konuşacağız. Konuğumuz herkesin yakından tanıdığı, Türkiye’nin İslami önce yazarlarından ve mütefekkir Sayın Abdurrahman Dilipak. Hocam öncelikle hoş geldiniz.

Abdurrahman Dilipak: Hoş bulduk efendim

Bünyamin Erdemir: konumuza girmeden önce bizimle paylaşmak istediğiniz vurgulama gereksinimi duyduğunuz bir şey var mı? 

Abdurrahman Dilipak: Yok, siz soracaksınız, ben cevap vereceğim.

Bünyamin Erdemir:Peki hocam, çok teşekkür ediyorum. Hocam ilk sorumuzla başlayalım o zaman Ilk sorumuz şu anki Türkiye cemaatlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? İslami kuruluşlara rağbet eskisine göre daha mı az veya daha mı çok? Bunun nedenlerini nasıl yorumluyorsunuz?

Abdurrahman Dilipak: Ah aynı Allah’a resule ve kitaba iman edenler tek Tek bir millet, tek bir ümmet, tek bir cemaattir. Kim ki kendine başka bir sıfat yakıştırıyorsa muhtemeldir ki kendine ya yeni bir ilah ya yeni bir kitap ya da yeni bir resul bulmuştur. Biz Müslümanlardanız. Müslümanlar kardeştir. Yani temel ilkemiz bu bir vakayı Allah’ın rızasına uygunluk ölçüsüne göre anlamak ister. Onun için de ilim sahiplerine sorar. Ya biz mezhebimiz var ama mezhepçi değiliz Biz Müslümanız ama Müslümancı değiliz. Biz haksızlık kimden gelirse gelsin kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana zalime karşı oluruz zalim babamız da olsa Mazlum düşmanımız da olsa. Çünkü ayet çok açık. Bir kavime olan düşmanlığınız sizi onlar hakkında adaletsize sevk etmesin der. Yani mezhebimiz var ama mezhepçi değiliz Tarikatımız vardır. Ama tarikatçı değiliz. Birisi der ki ben bu davanın bir neferi olarak yetimlerle ilgileneceğim. Bir tanesi der ki dullarla, bir tanesi der ki yoksullarla Bir tanesi der ki yolda kalmışlarla. Bir tanesi der ki engellilerle ya da hastalarla ya da hapistekilerle ilgileneceğim der. Onlar çöp değil ki insan. Belki hakkı anlatırız da Onu cehennem ateşinden kurtarırız. Yani Taif’e giden peygamber gibi olacağız. Ayağımıza taş atacaklar. Diken dökecekler. Arkamızdan küfredecekler Biz ya Rabb. Bunlar cahillerdir bilmiyorlar diyeceğiz. Onun için bizim Müslümanlar olarak bu farklılıklarımız hizmetteki bizim öncelediğimiz alanlardır ki her insanda Kendi imkanlarına göre, kendi çevresindeki sorunların yoğunluğuna göre bu işlerle uğraşır. Bir kısmı tebliğe çıkacaktır. Bir kısmı uyuşturucudan insanları kurtarmaya çalışacaktır. bir kısmı fuhuşla mücadele edecektir. Bir kısmı aile dağılıyor. Aileyi ihya ve inşa ile çünkü artık yıkılan aileler var. O bunları nasıl inşa edeceğiz? Orada Birisi birisi de yetim öksüz kalıyor ortada. Bunların hepsi bizim mezhebimiz. Biz yeryüzünden hesaba çekileceğiz. Alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz hiçbir Müslüman dünyada olup biten şeyleri görmezden, duymazdan, bilmezden gelme hakkına sahip değildir. Bu dünyada yaptığımız ve yapmamız gerekirken yapmadığımız söylediğimiz ve söylememiz gerekirken söylemediğimiz. her sözden hesaba çekileceğiz. 

Bünyamin Erdemir: Evet hocam peki ikinci soruma geçiyorum ben buradan. Bu çok net oldu, açıklayıcı oldu. üzerine gerekmiyor diye düşünüyorum. Soru 2 Peki 1980-2000 yılları arasında cemaatler bilindiği gibi daha bir eserdi. Yani kurumsal olmadığı dönemlerden bahsediyorum. Şu an aşılmış bazı statüler var. Örneğin dernek, vakıf, parti gibi Bu duruma gelmiş olmaları sizce bir devasa dezavantaj mıdır? 

Abdurrahman Dilipak: Şimdi bakın cemaat dediğimiz olay ümmetin bütününün insanlığın bütününe karşı sorumluluklarını, hakları değil, sorumluluklarını örgütler. Bu anlamda bizim herkese kapımızın hizmet anlamında açık olması gerekiyor Ama son zamanlarda biz herkesi Allah’a, resule ve kitaba çağırırken camiye çağırmamız gerekiyordu. Herkes kendi dergahına çağırmaya başladı. Herkesin insani yardım derneği var. Herkesin turizm şirketi var, hac, umre turları düzenleyen herkes kendi kurban derisini kendi toplama gayretinde hepsi de cemaatin işleri için bunları bir fon oluşturuyor. Yani onların bu şekildeki hareketleri kendi aralarında da rekabete yol açıyor. Hatta birbirlerine karşı çok daha yıkıcı olabiliyorlar. Yani Allah’ın emrine uymazsan haram Resulün sünnetine uymazsan mikro. Ama birilerinin peşine takılmazsan birilerinin sözünü dinlemezsen dinden çıkarsın noktasına geldi iş. Aaa yani bu cemaat dediğimiz yapı işte Kadriler, Nakşiler, Nurcular şeklinde değil artık. Nakşiler de kendi içinde parça parça. Hatta işte yeni bir tanesi vefat etti. Çocukları da kendi aralarında yeni fırkalar oluşturuyorlar. Bunların artık siyasi tercihleri var. Iktidarlarla ilişkiler kuruyorlar. Bunların piyasa içindeki bir takım Devamı Youtube Kanalında

Sizler için yazıyoruz
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.