İstanbul Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) Prof. Dr. Oğuz Çelik, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Deprem ve Yapısal Tasarım Günü’ çalıştayında Marmara Denizi’nde beklenen depremin etkileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, olası bir depremin, Tekirdağ ve çevresinde ciddi yıkımlara neden olabileceğini belirterek, bölgedeki yapı stokunun depreme hazırlıklı olmadığını vurguladı.
DEPREME DAYANIKLI YAPILAR GÜNDEMDE
Çalıştay, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi ev sahipliğinde, ‘Araştırmadan Uygulamaya Depreme Dirençli Yapılar ve Yenilikçi Güçlendirme Teknolojileri Çalıştayı’ başlığı altında gerçekleşti. Etkinliğe, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer, NKÜ Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Tayvan Ulusal Deprem Mühendisi Dr. Keh-Chyuan Tsai, İTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı ve Denetim Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Çelik ile pek çok akademisyen ve öğrenci katıldı. Çalıştayın ana gündemi, Marmara bölgesinde olası bir depreme karşı yapıların güçlendirilmesi ve yenilikçi deprem teknolojilerinin hayata geçirilmesiydi.
Prof Dr Oğuz Cem ÇelikProf. Dr. Oğuz Çelik
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan NKÜ Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş depremlerinin ardından Tekirdağ’daki fabrikalarda 2 milyon metrekarelik bir alanda güçlendirme çalışmalarının tamamlandığını belirtti. Şahin, Japonya’da uygulanan hibrit deprem güçlendirme tekniğinin Tekirdağ’da da kullanıldığını ve sanayi iş birliği sayesinde birçok fabrikanın dayanıklı hale getirildiğini söyledi. “Fabrikalarımızda yapısal dayanıklılığı artırmayı başardık, ancak konutlar için aynı şeyi söylemek zor.” dedi.
TEKİRDAĞ’DA DEPREM TEHDİDİ KAPIDA
İTÜ’den Prof. Dr. Oğuz Çelik, Marmara Denizi’nde beklenen 7 ve üzeri büyüklüğünde bir depremin Tekirdağ üzerinde yaratacağı ciddi risklere dikkat çekti. Çelik, “Tekirdağ ve çevresi, Marmara’da olası bir depremden en fazla etkilenecek bölgelerden biri. Bu tehdit karşısında bölgedeki yapı stokunun yeterince dayanıklı olmadığını görüyoruz.” ifadelerini kullandı. Çelik, Tekirdağ’ın yapı stoğunun Kahramanmaraş, Adıyaman ve Gaziantep gibi şehirlerdeki yapı teknolojisine benzer nitelikte olduğunu belirterek, Türkiye genelindeki yapı stokunun, şehircilik farklarına rağmen depreme karşı benzer zaaflar taşıdığını kaydetti.
‘7’LİK DEPREME ÇOK YAKIN BİR FAYDA’
Çelik, sadece Tekirdağ’ın değil, Marmara bölgesindeki diğer şehirlerin de benzer risklerle karşı karşıya olduğunu vurguladı. “İstanbul’da olası bir 7 ya da 7,5 büyüklüğündeki depreme karşı hazırlıklar yetersiz. O kadar olmasını elbette istemiyoruz ama olacak olan bir şeyi de olmayacak diye de söyleyemiyoruz. 7’nin üzerinde size çok yakın bir fayda, Şehirde hâlâ zayıf ve dayanaksız yapı stoku mevcut. Benzer sorunlar Bursa, İzmir gibi şehirlerde de gözlemleniyor.” dedi. Çelik, devletin kendi imkânlarıyla çeşitli önlemler aldığını ancak konutların büyük bir kısmında halen ciddi yapısal sorunlar olduğunu belirtti.
‘GÜÇLENDİRME YAPILMASINI TALEP ETMELERİ ŞART’
Prof. Dr. Çelik, depreme dayanıklı yapılar inşa etmenin önemine dikkat çekerek, toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade etti. “Gerçek bir deprem hazırlığı, yalnızca devletin önlemleriyle sınırlı kalmamalı. Vatandaşların, yaşadıkları binaların depreme uygun olup olmadığını kontrol etmeleri, güçlendirme yapılmasını talep etmeleri şart.” dedi.
MARMARA DEPREMİ: YALNIZCA BİR ZAMAN MESELESİ
Çelik, Marmara Denizi’nde gerçekleşmesi muhtemel bir depremin ne zaman olacağına dair kesin bir tahmin yapmanın mümkün olmadığını, ancak bu tehdidin kesin olduğunu vurguladı. “Beklenen depremi ertelemek mümkün değil. Sadece ne zaman olacağını bilmiyoruz. Ancak yapı stokunu güçlendirmek, en azından olası zararları minimize etmek için bir fırsat sunuyor.” dedi.