Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Bütün algı çalışmalarına, operasyonlara, manipülasyonlara, iftira kampanyalarına ve itibar suikastlarına rağmen; Türk seçmeni dünyaya sağduyu dersi vermiştir” ifadelerini kullandı.
Açıklama şu şekilde;
Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nin ikinci turu yaklaşırken; 14 Mayıs’ın sayısal, psikolojik ve sosyolojik ayrıntıları objektif kriter ve nazarlarla analiz edildiğinde ortaya çıkan gerçek, milletimizin Cumhur İttifakına izhar ettiği sarsılmaz güvendir.
Bütün algı çalışmalarına, operasyonlara, manipülasyonlara, iftira kampanyalarına ve itibar suikastlarına rağmen; Türk seçmeni dünyaya sağduyu dersi vermiştir.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli tarafından düzenlenen mitinglerdeki mahşerî kalabalıklar ve gittikleri her yerde halkın iki lidere gösterdiği ilgi ve sevgi, 14 Mayıs’ta çıkması beklenen sonucun işaretlerini vermiştir.
Nitekim milletimiz, Cumhur İttifakına teveccüh göstermiştir.
Oy veren vatandaşlarımız, icra ve yasama erkleri arasındaki senkronu ve siyasi istikrarı koruma arzusunu demokratik tercihine yansıtmıştır.
İki liderin siyasi dayanışmasından duyulan memnuniyet, bilhassa Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği 11 ilimize gerçekleştirilen ziyaret ve burada düzenlenen etkinlikler dolayısıyla kamuoyuna yansımıştır.
Depremden etkilenen vatandaşlarımız; yaşadıkları kayıplara ve acılara rağmen, bütün samimiyetleriyle yerel hassasiyet ve sorunları paylaşıp çözüm üreten iki lideri alicenaplıkla kucaklamış, bağırlarına basmıştır.
Bu vesileyle; milletimizin sabır ve tevekkül, dayanma gücü ve yaşama sevgisi, mukavemet kudreti ve varoluş iradesi gibi yüksek hasletlerine bütün dünya şahit olmuştur.
Milletimiz, felaketlerden kaos çıkarmayı uman bölücü unsurlara ders vermekle kalmamış; aidiyet duygusunun hazzını, mensubiyet şuur ve gururunu, Türklük iftiharını hepimize tattırmıştır.
Gerek Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve gerekse Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı üyesi iki lider sıfatıyla sahaya dönük mesailerini birinci tur seçimin hemen ardından ara vermeden sürdürmüşlerdir.
Her iki lider de 11 ilimizi sarsan Kahramanmaraş merkezli depremlerin yol açtığı devasa problemlerle, bölge insanının yaşadığı sorun ve acılarla yakından alakadar olmayı siyaset ötesi birer vecibe olarak görmüşlerdir.
Yaşanan büyük kayıplara rağmen geride kalanların hayatını en iyi şekilde sürdürebilmesini sağlamayı ve bölgenin her anlamda yeniden ayağa kaldırılmasını, yerine getirilmesi icap eden yüksek bir sorumluluk, ifası gereken büyük bir vazife addetmişlerdir.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Devlet Bahçeli, Türkiye’nin öncelikli gündemi olan deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın sorunlarıyla yakından ilgilenmek üzere başlattıkları ziyaret, buluşma, dayanışma ve paylaşma programına devam etmişlerdir.
14 Mayıs Seçimlerinin neticelerini hazmedemeyen zillet cephesi ve destekçileri tarafından sergilenen şaşkınlık ve tuhaflıklarsa siyasetin gündeminde parantez açılması gereken ayrı bir husustur.
Felaketzede vatandaşlarımıza insani niyetlerle yaklaşmak ve dayanışma duygusu içinde hareket etmek yerine süfli menfaatler gözeten, kurnazca hesaplarla yaptıkları yardımı oya tahvil edeceğini sanan akılsızlar, hüsrana uğramışlardır.
Deprem felaketinden istifade ederek yardımlar üzerinden nefret iklimi oluşturmaya çalışan, hayır ve iyiliği lütuf zannederek bundan sandıkta yarar sağlamayı bekleyen çıkar çevreleri şaşkına dönmüşlerdir.
Türk milletini yönetilecek sürü, kendilerini çoban zanneden Jakoben zihniyet, 14 Mayıs’ta özellikle deprem bölgesindeki vatandaşlarımızdan hayatlarının dersini almıştır.
Mevcut meselelerin halli ve bölgenin yeniden kalkınması için çözüm adresinin Cumhur İttifakı olduğuna dair inanç ve itimat, millet iradesiyle tescillenmiştir.
Millet iradesini hazmedemeyen zillet ittifakı yanlılarının sosyal medya üzerinden seçmenlere yönelik hakaret ve küfürlü paylaşımları, milletimizin CHP ve bağlaşıklarına demokratik yarışta neden kırmızı kart gösterdiğini açıklamaktadır.
Aziz milletimiz, küfür ve hakaretlerin cevabını, faillerine misli “mukabele bi’l-misil” usulüyle değil; 28 Mayıs’ta sandıktan olgunluk ve ferasetle demokratik tepkisini göstererek verecektir.
Millet, zillete geçit vermeyecektir.
14 Mayıs’ta yapılan seçimlerin sonuçları, 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı için yapılacak ikinci tur seçimde de milletimizin temayülünün değişmeyeceğinin işareti olmuştur.
14 Mayıs’ın sonuçları, Cumhur İttifakı bileşenlerini rehavete sürüklemek şöyle dursun, ikinci turda sandıkları patlatmak için sahada çalışmaya devam etme hususundaki kararlılığı daha çok kamçılamıştır.
Cumhurbaşkanlığı Seçimiyle Milletvekili Genel seçimleri sürecinin başından beri güçlü şekilde sahada konuşlanan MHP ve Cumhur İttifakı, 28 Mayıs’a kadar da bütün varlığıyla sahadadır.
Halkın iyiyle kötüyü, yanlışla doğruyu, liyakatliyle liyakatsizi, ehille ehliyetsizi ayırt etmedeki ferasetine daima inanarak siyaset yapan MHP ve Cumhur İttifakı; aynı ivmeyle çabalarını sürdürmektedir.
Ayrıca vefakâr ve kadirşinas seçmenlerimizin eğilimiyle 14 Mayıs seçimlerinde ortaya çıkan tablo; MHP olarak teşkilat mensuplarımızın, dava arkadaşlarımızın şevk ve inancını katbekat arttırmıştır.
Cumhur İttifakına olan bağlılığımızı güçlendirmiştir.
Bu itibarla 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanması için sahada bütün gücümüzle konum almaktayız.
Teşkilatlarımızla her yerde ve her şeydeyiz, sahadaki ekiplerimizle, idealist kadrolarımızla bütün kuvvetimizi ortaya koymaktayız.
Sandık başındaki arkadaşlarımız, üzerlerine düşen görevi titizlikle yerine getirmek üzere 28 Mayıs’ta hazır ve nazır olacaklardır.
Cumhur İttifakına oy veren çoğunluğun; 14 Mayıs’ta sergilediği kararlılık ve iradeyi, 28 Mayıs’ta da fire vermeksizin izhar edeceğine şüphemiz yoktur.
Milletimiz, acılar ve felaketler üzerinden siyasi kazanç ve çıkar temin etmek isteyenlere fırsat vermemiştir, vermeyecektir.
Bilinçli seçmenin niyetini değiştirmek, tercihini etkilemek amacıyla siyasi manevra yaparak kılıktan kılığa giren, fikirden fikre uçan, kalıptan kalıba giren zihniyet ve “milliyetsiz milliyetçiler”; sandıktan eli boş dönecektir.
İkinci turda da bütün yalan edebiyatına, itham ve suçlamalara, karalama kampanyalarına rağmen aynı inançla sandığa gidecek olan milletimizin tercihi Cumhur İttifakı adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan yana olacaktır.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın daha büyük oy oranı ve ezici bir çoğunlukla 13. Cumhurbaşkanı olarak yeniden seçileceği ayan beyan ortadadır.