CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kurultay talebinde bulunanlar için “Kimse benden kurultay dilenmesin” sözleri ile ateşlenen tartışmalar sürüyor.
İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın, CHP lideri Özgür Özel’in politikalarını eleştirerek yaptığı “CHP’de kurultay bir lütuf değildir, haktır” çıkışı ve buna genel merkezin sert yanıtı CHP’nin içerisini karıştırdı. Özel’e muhalif isimler, olağanüstü kurultay için imza toplamaya dönük bir girişim başlatmış değil. Ancak gerek Salıcı, gerekse Kılıçdaroğlu’na yakın isimler süreç için “Cin şişeden çıktı” ifadesini kullanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise kurultay tartışmasından uzak duyuyor.
Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği, Özgür Özel’in genel başkan seçildiği 38. Olağan Kurultay, 4-5 Kasım 2023 tarihinde yapılmıştı. Parti tüzüğü ve Siyasi Partiler Yasası’na göre bir sonraki olağan kurultayın en geç Kasım 2026’da yapılması gerekiyor. CHP’de genel başkanın çağrısı veya salt çoğunluk olan 685 delegenin imzasıyla, olağanüstü kurultay toplanabiliyor. Ancak genel merkez desteklemedikçe, muhaliflerin olağanüstü kurultay için gerekli imzaya ulaşması kolay görülmüyor.
‘SAHTE HESAP’ İDDİASI…
BBC Türkçe’nin ulaştığı genel merkez kaynakları, gündemlerinde kurultay tartışması olmadığını savundu. Özel’in bir olağanüstü kurultay çağrısı yapmasının da söz konusu olmayacağı ifade edildi.
Buna gerekçe olarak örgüt ve tabanın kurultay talebinin olmaması gösteriliyor. CHP yönetimi, Eylül’de yapılan tüzük kurultayında, parti içi muhalefetin önergelerine verilen desteğin 30-35’lerde kaldığına dikkat çekiyor ve anketlerde CHP’nin birinci parti konumunu sürdürdüğüne işaret ediyor.
CHP kurmayları, kurultay tartışmasının sosyal medyadaki sahte hesaplar üzerinden gündemde tutulduğunu savunuyor. Bir parti yöneticisi, “Yapay zekayla hesaplar oluşturuluyor. Bu tartışmaların hızla yayılmasını sağlıyorlar. Sosyal medya üzerinden kasıtlı bir saldırı var. Örgüte açık toplantılar yapıyoruz, bir kişi bile kurultay demiyor” ifadelerini kullandı.
CİN ŞİŞEDEN ÇIKTI
İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’ının, olağanüstü kurultay için harekete geçip geçmeyeceği de merak ediliyor. Sosyal medyadan yaptığı “Kurultay haktır ve gerekirse yapılır” çıkışı ile genel merkezin hedefi haline gelen Salıcı’nın şu anda olağanüstü kurultay için bir imza toplama girişimi yok. Buna karşın Salıcı’ının, Özel’in açıklamalarına tepkili olduğu belirtiliyor. Özel, isim vermeden, “Senin gücün yok, kuvvetin yok, kudretin yok. Geçmişte ezdiğin örgüt karşına geçmiş, yanında değil” demişti. Salıcı cephesinde ise “bir kurultay girişimi” içinde olunmadığı, milletvekilinin amacının “hukukunu koruma”, hedef alınmasına karşı “tutum takınma” olduğu ifade ediliyor.
CHP Sözcüsü Deniz Yücel’in, Salıcı’yı hedef alan sözleri bazı milletvekillerinin de tepkisine neden oldu.
Sosyal medya üzerinden tepkiyi açıkça ifade eden vekiller de oldu.
Bazı milletvekillerinin Salıcı’ya, “Bu artık kişisel meselen olmaktan çıktı, bir had bildirmeye dönüştü, kabul edilemez” diyerek destek verdiği konuşuluyor.
Parti kulislerinde, Salıcı’nın pozisyonuna ilişkin şu görüşler dile getiriliyor:
“Şu anda bir kurultay toplama veya genel başkan adaylığı söz konusu değil. Kurultay için doğru zamanı beklemek gerekir. Sadece delege hesabı ile kurultay çağrısı yapılmaz, kamuoyunu da ikna etmeniz gerekir.
“Parti tabanında büyük bir kesim normalleşme politikalarından, Erdoğan’ın önünde ayağa kalkılmasından rahatsız. Bu eleştiriler dile getirilecek, fikri takip yapılacak. Şu anda bu bir kurultaya evrilir mi, zaman gösterecek. Ama artık cin şişeden çıktı.”
İMAMOĞLU CEPHESİNDE DURUM NE, NE YAPMAK İSTİYORLAR..
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibi ise Salıcı ile genel merkez arasındaki kurultay tartışmasından uzak duruyor.
Sözcü Deniz Yücel’in Salıcı’yı hedef alan sosyal medya paylaşımı, İmamoğlu’na yakın isimlerin sosyal medya hesaplarında yer bulmadı.
Yakın çevresine göre İmamoğlu, Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandığı bir süreçte, partinin iç tartışmaya dönmesinden rahatsız ve gündeminde bir kurultay tartışması da yok.
İmamoğlu cephesi yaşananları şöyle yorumluyor:
“Bizim için üzerine basılıp geçilecek bir mesele, tartışma. Bu tartışmalara girmeyiz. Günü geldiğinde kurultay takvimi açıklanır, aday olacaklar çıkar aday olur. Ama onun gün değil.
“Genel Başkan konuyu kapattığını açıkladı ama arkasından il başkanları açıklaması geldi. Genel başkan, “Arkadaşımız böyle bir açıklama yapmış, günü gelince zaten kurultay yapılacak, bugün bizim baktığımız mesele değil” deyip geçebilirdi. İl başkanları bildiri yayınlasın, sözcünün tweeti retweet edilsin… Bunlarla hiç uğraşmaması gerekirdi.
“Özgür bey, “biz kurultay konuştukça oylarımız düşüyor” diyor. Demek ki bunu konuşmamak lazım. Ekrem beyin şu an o meselelerle ilgilenecek bir dakikalık zamanımız bile yok.
“Partiye zarar veriyor bu tartışma. “Birinci parti oldunuz, yine birbirinizi mi yiyorsunuz” diye sitem telefonları alıyoruz. Milletvekillerimiz örgütlerimiz de bu tartışmalardan rahatsız.”
SOSYAL MEDYADAN AYAR KABUL EDİLEMEZ
Doğrudan Salıcı ile birlikte hareket etmemekle birlikte, parti içinde Özel yönetimine mesafeli duran bazı isimler genel merkezin yaklaşımından rahatsız.
Salıcı’nın, sosyal medya üzerinden Özel’i eleştirmesinin gerekçesini kamuoyuna doğru anlatamadığını düşünen bazı isimler, milletvekillerine “sosyal medya üzerinden de ayar verilemeyeceğini” ifade ediyorlar:
“Genel Merkez Salıcı’ya çok sert ve erken bir tepki verdi. 81 il başkanının ortak açıklaması deniyor ama bazılarının onayı olmadığı kulağımıza geliyor.
“Bunlar, aslında Genel Başkan açısından endişe göstergesi. (CHP Sözcüsü) Deniz beyin tweeti yanlışın üzerine yanlışla gitmektir. Parti içi meselenin sosyal medya üzerinden tartışılması gibi bir gelenek oluşur ki, bu yanlıştır. Milletvekili çağırılır, yüz yüze konuşulur, uyarılır ama böyle bir yöntem olmaz.”
Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu cephesi ise gelişmeleri yakından izliyor. Şu anda kurultay için imza toplama girişimi olmadığı ifade edilirken, “doğru zamanlamanın beklendiği” vurgulanıyor.
2023 seçimlerinden önce Kılıçdaroğlu’nun MYK’sında yer alsa da Salıcı artık CHP’nin eski genel başkanıyla birlikte hareket etmiyor.
Kılıçdaroğlu’na yakın isimler, ilerleyen süreçte, CHP’nin mevcut yönetimine eleştiride ortaklaşan parti içi muhalefetin birlikte hareket etmesini mümkün görüyor.
Şu anda hiç kimsenin kurultay için imza girişimi başlatmadığını belirten bir milletvekili, “Olağanüstü kurultay için doğru zaman bekleniyor ama bu süreç uzamaz. Yani öyle 1 yıl, 6 ay değil, çok daha yakın zamanda kurultay gündeme gelebilir” iddiasında bulundu.
TARTIŞMALAR NASIL BAŞLADI?
Tartışmalar geçtiğimiz hafta gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle buluşan Genel Başkan Özel’in CHP örgütlerinde kurultay talebi olduğu iddiasının sorulmasıyla başladı.
“Parti oyunu düşürmek pahasına kimse benden kurultay dilenmesin”diyen Özel’in, “Senin gücün yok, kuvvetin yok, kudretin yok. Geçmişte ezdiğin örgüt karşına geçmiş, yanında değil. Sen dönmüşsün benden kurultay talep ediyorsun” ifadelerinin Salıcı’yı hedef aldığı yorumu yapıldı.
Bu röportajın yayınlandığı gün Salıcı, sosyal medya hesabı üzerinden Özel’in “normalleşme” politikasını ve ”Erdoğan karşısında ayağa kalkılmasını” eleştirdi ve “Cumhuriyet Halk Partisi’nde Kurultay bir lütuf değildir, haktır. Gerekirse kurultaya gidilir” ifadelerini kullandı.
“Genel başkan padişah değildir” diyerek genel başkanın eleştirilebileceğini de söyledi.
Geçmişte, şimdiki CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, İlhan Cihaner ve Ali Şeker gibi isimlerin de içinde olduğu Gelecek İçin Biz Hareketi parti içinde yaşananlar ilgili açıklamada bulundu. Gelecek İçin Biz’in X hesabından yapılan açıklamayı, İlhan Cihaner de paylaştı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Basına ve Kamuoyuna;
Dünyanın ve bulunduğumuz coğrafyanın yeniden şekillendiği günleri yaşıyoruz. İktidarı elinde bulunduranlar kadro ve politika olarak bu alt-üst oluşları karşılayacak perspektiften çok uzak, Erdoğan’ın ve etrafındaki bir avuç azınlığın geleceğini garanti altına almaya odaklanmış bir politik hat izlemektedirler.
Ülkemizin temel sorunlarından olan Kürt meselesinin çözümü tartışmalarında bu tutumları açığa çıkmıştır.
Öte yandan izlenen ekonomik politikalar halkımızı yoksullaştırmış, umutsuzluğunu artırmıştır. Ülkemizin doğası sömürge madenciliğine terk edilmiş, sokaklarımız mafyanın hesaplaşma alanına dönmüştür. Genç ve nitelikli nüfusumuz geleceğini yurt dışında arar hale gelmiştir.
Önümüzdeki günlerde daha büyük alt-üst oluşların beklendiği bu süreçte partimiz Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaptıkları ya da yapmadıkları her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır.
Yerel seçim başarısı sonrası, soluklanan ve umudunu tazeleyen geniş kesimler “kararsız ve tepkili” hale gelmektedir.
İktidara gelmek ve bir erken seçimi zorlamak için oldukça elverişli olan bu koşullar son günlerde yürütülen tartışmalarla bir yandan iktidara alan açarken öte yandan partinin enerjisinin boşa harcanmasına yol açmaktadır.
Bu nedenle aşağıdaki hususlarda bir açıklama yapmayı zorunlu buluyoruz:
1) İlgili kişilerin partimizde bir “troyka” oluştuğu ve bu troykanin iktidara odaklanmak yerine kişisel hedeflerine odaklandıkları izlenimi vermektedirler. Örgütlerimiz ve Belediyelerimiz de buna göre konumlanmaya başlamıştır.
O kadar ki güncel bir Cumhurbaşkanlığı seçimi olmadığı halde anayasal olarak seçilmesi mümkün olmayan Erdoğan’ın karşısında üç CHP’linin yarıştırıldığı anketler yapılmaktadır.
Partimiz kadro olarak zengindir. Varlıklarını parti ve emekçilerine borçlu olan siyasi figürlerin siyasi kariyer planı dayatmaktan vazgeçmeleri gerekir. Partimizi iktidar perspektifinden uzaklaştıran bu tutum acilen terkedilmelidir.
2) Parti politikalarına dair tartışma ve eleştiriler partilerin zenginliğidir. Ancak tartışmalar eski hesapların görülmesine, rövanşa dönük yürütülürse iktidar perspektifi yitirilir.
Anlaşılıyor ki bir grup “olağanüstü kurultay” arayışına girmiştir. Bu talep ne kadar demokratikse, karşı çıkmakta o kadar anlaşılabilir. Nitekim tüzüğümüz Kurultay toplamanın koşullarını belirlemiştir.
Ancak her iki görüş savunulurken kullanılan dil yoldaşlık hukukuna zarar vermektedir. Bu bağlamda söz edecekleri dikkatli bir dil kullanmaya davet ediyoruz.
3) Olağanüstü Kurultay tartışmalarıyla ilgili görüşümüz ise; son kurultaylarda dile getirdiğimiz üzere, öncelikli olarak çözmemiz gereken partimizin politik tutumunu netleştirmesidir.
Liberalizmle merkez sağ, milliyetçilikle arkaik sosyal demokrasi arasında salınan, akışkan ve kişilerin mitleştirilmesine dayalı siyasetle hesaplaşmamız gerekir.
Ülkenin temel meselelerine dair çözüm setleri ve söylemler oluşturulmalıdır. Bu yapılamadığı için en son Kürt meselesi tartışmalarında görüldüğü gibi birbirine taban tabana zıt açıklamalar yapılabilmektedir.
Hazırlıkları başlatılan Program Kurultayı tüm bu sorunlara çözüm olabilir.
Ancak bu süreç kapalı salon toplantıları ve uzman görüşleriyla sınırlandırılmadan olabildiğince geniş ve katılımcı yürütülürse program içselleştirilir, örgütümüze mal edilebilir.
Partimizin politik hattının tartışıldığı ve netleştirildiği bu kurultay koşulları oluşursa seçimli olabilir. Aynı delegelerle yapılacak, politikanın tartışılmadığı bir Olağanüstü Kurultay kişilerin yarıştığı, giderek bir rövanş kurultayı olmaktan öteye gitmeyecektir.
4) Partimiz şimdiden Cumhurbaşkanı adayına odaklanmış ve parlamenter sistem talebini ikincileştirmiş bir izlenim vermektedir.
Mevcut ucube sistemi hedefine koyan ve parlamenter sistem talebini yükselten, Cumhurbaşkanlığı seçimini de bu bağlamda ele alan bir yaklaşım savunulmalıdır.
5) Belediyelerimizin gasp edildiği, soruşturmalarla kıskaca alındığı, iktidarın her alanda baskıyı yoğunlaştırdığı günler yaşıyoruz. Yoldaşlığımızı ve asıl mücadelenin iktidara karşı verilmesinin gerektiğini unutmadan, iç tartışma ve eleştirilerimizi daha iyiyi bulma amacına yönetmemiz gerekmektedir. Bu tartışma ve eleştiriler de demokratik olgunlukla karşılanmalıdır.
Saygılarımızla, Gelecek İçin Biz.